 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1977/9842
K: 1978/7238
T: 30.05.1978
DAVA : Taraflar arasındaki ibraname mahiyetindeki belgenin iptali davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 6.3.1975 günlü ibraname olarak ibraz edilen belgenin iptaline ilişkin hükmün davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : Mahkeme kararında da açıkça belirtilmiş olduğu gibi davacı, ipalini istediği belge altındaki parmak izinin kendisine ait olduğunun ve kendisi tarafından basıldığını kabul etmiştir. Esasen bu konu da ve taraflar arasında ve ne de davacı ile mahkeme arasında bir uyuşmazlık yoktur.
HUMK.nun 297. maddesinin, mühürlü, parmak izli ve işaretli belgelerin düzenlenme şekli ve şartları konusunda öngördüğü kural bir geçerlik şekli olmayıp isbat şekline ilişkindir. Bu itibarla anılan maddede öngörülen bu düzenleme ekli ancak ve sadece mühürün parmak izinin ya da özel işaretini inkar edilmesi halinde söz konusudur; bu bakımdan parmak izini ikrar edilmesi halinde parmak izli belge Usulün 297. maddesi doğrultusunda onanmamış olsa dahi geçerli sayılır. Bu davada davacı belgenin hile ile düzenlendiğini ne ileri sürmüş ve ne de isbatlamıştır. Davacı sadece belgeyi okumadan parmak izini bastığını ileri sürmüştür ki bu iddia nitelikçe bir belgenin okunmadan imzalanması ya da parmak izinin basılması şeklinde kabul edilebilir. Oysa bir belgenin okunmadan imzalanıp yada işaretlenmesi, güven ilkesi yönünden geçerli bir belge olarak kabul edilmek gerekir. Çünkü, içeriği hakkında hiç bir bilgi sahibi olmadığı bir belgeyi bu durumu bile bile, karşı tarafın her istediğine önceden razı olarak imzalayan a da parmak izini basan kişi sonradan hata sebebiyle belgenin kapsadığı hukuki işleminin iptalini ileri süremez. Aksi halde şuurlu bilgisizlik, hata ile bir tutulmuş ve hata kavramı içinde mütalaa edilmiş olurki böyle bir kabule ve bilimsel ve nede yargısal görüşlerde yer yoktur (Necip Kocayusufpaşaoğlu - Güven Nazariyesi karşısında Borç sözleşmelerinde J Hata kavramı - İstanbul 1968 - Sayfa 33). o halde bir belgeyi bile bile okumadan imzalayan kişi, o belgeyi kayıtsız şartsız kendi irade beyanının mahtevası olarak kabul etmiş ve benimsemiş demektir ki yukarda yazılan bütün muhtevası olarak kabul etmiş ve benimsemiş demektir ki yukarda yazılan bütün nedenlerle davanın redine karar verilmek gerekirken mahkemece hem davada ileri sürülen isteğin nitelik ve kapsamında ve hemde Usulün 297. maddesi hükmünü yorumunda hataya düşülerek verilen, karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve davalı yararına takdir edilen 1400 lira duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 30.5.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.