 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1977/9039
K: 1978/6402
T: 11.05.1978
- TAŞIT [ARAÇ] İŞLETEN
- TRAFİK SİCİLİ
ÖZET: Taşıt, mülkiyeti saklı tutarak veya adi yahut taksitle satış, bağışlama gibi bir sözleşme ile başkasına teslim edilince, araçtan doğan sorumluluk yeni işletene geçer.
(818 s. BK m. 55)
(6085 s. Trafik K m. 50)
Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 50.000 lira maddi ve manevi tazminatın Mehmet'ten gayri davalılardan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalı Hayati ve Kadir avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu
Trafik kaydı, mülkiyeti kesin olarak saptayan sicillerden değildir. Trafikte üzerinde bir-araç kayıtlı olan kişi, her halde bunun maliki sayılmaz. Kayda rağmen mülkiyetin, bir üçüncü kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa buyruğu yoktur. Trafik kaydı üzerine yazılı bulunan kişi mülkiyeti muhafaza veya adi yahutta takside satış, bağışlama gibi taşınır mal mülkiyetini geçiren bir sözleşme ile aracı bir başkasına teslim edince, trafik kaydına rağmen mülkiyet satın alana ya da bağışlanana geçer. Bu sözleşme İle yeni malik Trafik Yasasının sorumluluk konusunda öngördüğü kurallara göre aracı üçüncü kişilere verdiği zararlardan sorumlu olur. Çünki satışla yada bağışlama ile aracın yarar ve zararı ve özellikle üçüncü kişilere verilen zararı ödeme zorunluğu ve yükümlülüğü yeni malike geçer. Bu bakımdan eski malikin yani işleticinin Borçlar Yasasının 55 ve Trafik Yasasının 50. maddesi hükümlerince sorumluluğu düşünülemez. Olayda zararlı sonuç doğuran eylem 16.6. 1973 de meydana gelmiş, halbuki davalı Hayati zarara yol açan arabadaki payını bu günden önce 26.3. 1973 de davalı Kadir'e (Mülkiyeti muhafaza kaydı ile) satmış ve teslim etmiştir. Her ne kadar sözü edilen mülkiyeti muhafaza kaydı ile satış sözleşmelerinin Medeni Yasanın 688. maddesi hükmünce alıcının ikametgahı noterinde tescil edilmemiş olması itibariyle mülkiyeti muhafaza kaydı geçerli değil isede, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15. II. 1969 günlü Esas 7991, Karar 821 sayılı İçtihadında ve dairemizin aynı doğrultudaki uygulamalarından kabul edildiği gibi, tarafların beliren iradeleri ve sözleşmeyi benimseyip uygulamaları tahvil teorisine göre bu alım-satım sözleşmesinin adi taksitli satış olarak kabulünü gerektirir. Kaldıki, sözleşme Medeni Yasanın 688. maddesine uygun olarak yapıldığı kabul edilse dahi hukuki sonuç yine değişmiyecektir. Çünkü, mülkiyeti muhafaza kaydı', tüm bedelini almamasına rağmen taşınır diğer tarafa teslim eden satıcının alacağının teminatı olup, mülkiyetin intikalini önleyen bir müessese değildir. Bundan başka davacı, kayıt sahibi davalı Hayati'nin satışa rağmen olay gününde araçta ekonomik bir ilişkisinin varlığı ve devamını da ne ileri sürmüş ve nede ispat etmiştir. Bu durumda davalı Hayati'yi zarardan sorumlu tutmak mümkün olmadığından Hayati hakkındaki davanın reddine karar verilmek gerekirken onunda zararla sorumlu tutulmuş bulunması bozmayı gerektirir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın davalı Hayati yararına gösterilen nedenle (BOZULMASINA) bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin harçların istek halinde geri verilmesine 11 .5. 1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.