 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1977/6142
K: 1977/6868
T: 14.06.1977
DAVA : Taraflar arasındaki rücu tazminatı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 57374 lira 45 kuruşun davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR: 1 - Davacı belediye, davalı şoförünün yapmış olduğu bir trafik olayı sonunda üçüncü kişiye ödemek zorunda kaldığı paranın BK.nun 55. maddesinin 2. fıkrası hükmünce davalıdan alınmasını istemiştir. Davalı davacının üçüncü kişiyle aralarında görülen önceki davayı kendisine ihbar etmediğini bu nedenle fahiş bir tazminat ödemeye mahkum edildiğini ve % 100 kusurun da kendisinde olmadığını ileri sürmüştür. Gerçekten davacı belediye ile üçüncü kişi arasındaki dava sonunda verilen karar bu davada davalı için kesin hüküm teşkil etmez. Davalı bu davada kusurun ve hasarın önceki dava sonunda hükmolunan oran ve tutarda olmadığını isbat edebilir. Ancak davalı sadece ilk davadaki bilirkişi raporunu savunmasına esas yapmıştır. Bilirkişi raporuna göre davalının süratinin 50 km. olduğunu ve olayın rotilin somununu sıyırması sonucu meydana geldiği ve olayın 6/8 oranında bu teknik arıza sonucu meydana geldiği davalının ise 2/8 kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Olayın şu oluşu nedeniyle aracın bakımından yükletilmesine düşünülemez. Çünkü en tedbirli bir şoförün dahi rotil somununun sıyırması ihtimalini önceden düşünebilmesi olanaksızdır. O halde bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi bu olayda davacı ancak davalının kusuru oranında davalıya rücu edebilir. Bakım eksikliğinden doğan teknik arızanın sebep olduğu zarar tutarının da davalıya yükletilmesi ve bu nedenle yasaya aykırıdır ve hüküm bozulmalıdır.
2 - Davacı, adam kullanan sıfatıyla üçüncü kişiye ödediği paranın haleflik esasınca rücuan tahsilini istediğine ve davalı önceki davada davaya dahil bulunmadığına göre, iadenin kapsamı; davacının mahkum olup ödediği para ile kendisi hakkında açılan davanın sonunda verilen hükmün kesinleşmesine kadar işleyecek faiz ve önceki davada hükmedilen avukatlık parası ve yargılama giderlerinden ibarettir. Kendi kusurlu davranışı ile işin icraya düşmesine yol açan davacı, kendi savsaması sonunda yapılmış icra giderlerini ve hükmün kesinleşmesinden sonra geçen sürenin faizini isteyemez. Çünkü anılan giderlerle davalının eylemi arasında uygun sebep sonuç bağı yoktur. O halde mahkemece yapılacak iş, icra giderleri ile, hükmün kesinleşmesinden sonra işlemiş olan faizlere ilişkin bölümünün hesaplanıp reddine karar vermekten ibarettir. Anılan ilkelere aykırı düşüncelerle isteğin tümünün hüküm altına alınmış bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1 ve 2. bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 14.6.1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.