Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1977/12637
K: 1977/12383
T: 26.12.1977
  • SAPTAMA [TESBİT] DAVASI
  • EDA DAVASI
ÖZET: Bir kimse, biletsiz bindiği uçağın düşmesi sonucu kızının öldü günün belirlenmesi için THY aleyhine saptama davası açamaz. Çünkü saptanması istenilen husus bir hukuki ilişki değil bir maddi olgudur ve davacının bu davada hukuki yararı da yoktur. Ödence istemine ilişkin eda davası sırasında maddi olayında saptanmasını istiyebilir.
Taraflar arasındaki tesbit davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacının kızı Elif'in 30. 1. 1975 günlü Bursa Uçağına bindiğinin tesbitine ilişkin hükmün süresi içinde davalı Hava Yolları avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu
Davacı, 30. 1. 1975 gününde İzmir'den kalkan ve bilahare de Marmara Denizine düşerek kaybolan BURSA adlı uçağa, küçük kızı Elif'in, uçakta hostes olarak görev yapan kardeşi Leyla ile birlikte ücretsiz ve biletsiz olarak idareten bindiğinin, ölüm tutanağı yerine kaim olmak üzere tesbitini istemiştir. Davacı, davasında 1587 sayılı Nüfus Kanununun 36/2 ve 40. maddelerine dayanmış, ne var ki hasım olarak Türk Hava Yolları'nı göstermiştir.
O halde, bu davada öncelikle, davanın niteliğinin tesbiti ve bu dava ile güdülen amacın kesin olarak saptanması gerekir.
Dava dilekçesinin incelenmesinden, davacının bu dava ile güttüğü amacın, küçük kızının Marmara Denizi'ne düşmek suretiyle kaybolan BURSA adlı uçakta bulunup bu kazada öldüğünün tesbiti olduğu ve bu tesbit ilamını aldıktan sonra da davalı idare aleyhine bir tazminat davası açmaktan ibaret bulunduğu, açık ve seçik olarak anlaşılmaktadır. Nitekim, uçağın sahibi ve işleticisi olan Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğünü hasım göstermesi olgusu da bu görüşü teyit eden en belirgin bir kanıttır. 0 halde, bu davanın anılan amacı sağlamak maksadiyle açılan bir tesbit davası olduğu kabul edilince, karşımıza böyle bir isteğin tesbit davasına konu yapılıp yapılamayacağı sorununun çözümü çıkacaktır.
Bilindiği gibi, tesbit davası, nizalı kazadaki üç dava çeşidinden biridir. Tesbit davası da, bir uyuşmazlığın halli zımnında başvurulacak bir davadır. Genellikle tesbit davasına, ya mevcut bir özel hukuk ilişkisinin inkar edilmesi (Olumlu tesbit davası) ya da mevcut olmayan bir özel hukuk ilişkisinin varlığının iddia edilmesi (olumsuz tesbit davası) hallerinde başvurulur. Her İki halde de, taraflar arasında bir uyuşmazlık mevcuttur. Bu itibarla tesbit davasının konusu, madde vakıaların değil, bir hukuki ilişkisinin mevcut olup olmadığının tesbitidir. Hukuki ilişkiden amaç, bir kimse ile diğer bir kimse veya bir eşya arasında mevcut olan ve somut (müşahhas) bir olaydan doğan hukuki ilişkidir. (Baki Kuru, Nizasız Kaza, Ankara 1961 - Say. 67)(Baki Kuru -Tesbit Davaları - Ankara 1963-23 vd.) Doktrin ve uygulamada da kabul edilen görüşe göre, anılan nitelikteki hukuki ilişki için önemli olsalar dahi, maddi vakıalar yalnız başlarına hiçbir zaman tesbit davasının konusunu teşkil edemezler. (B. Kuru - Tesbit Davaları - 25). Maddi vakıalar, ancak bir hukuk ilişki ile birlikte tesbit davasına konu teşkil edebilirler. Davacı dava dilekçesinde, böyle bir hukuksal ilişkiden de söz etmemektedir. Kaldı ki, davacının bu nitelikteki bir tesbit davası açmakta hukuki yararı da yoktur. Çünkü davacı, davalı idare aleyhine, bu dava ile tesbitini istediği maddi vakıaya dayanarak bir tazminat davası açabilir ve mahkeme eda davası sırasında öncelikle maddi vakıayı tesbit edip, onun sonunda da esasa ilişkin hükmünü verebilirdi. Yukarıda da belirtildiği gibi, davacının hukuki yararı çocuğunun ölüm vakıasını tesbit de değil, aynı zamanda davalı idareden tazminat alabilmesindedir. Şu halde yazılı nedenlerle davacının bu davayı açması mümkün değildir. (Kuru - Tesbit Davaları - 64 vd.)
Bu davanın bir an için, 1587 sayılı Kanuna dayanılarak açılmış bir dava olduğu kabul edilse dahi, durum değişmeyecektir. Zira, davacının davasına dayanak tuttuğu 1587 Sayılı Yasanın 36/2 ve 40. maddeleri de böyle bir davanın davalı aleyhine açılmasına olanak sağlayamaz. Çünkü, 1587 sayılı Kanunun 7. bölümünü oluşturan 33 ila 40. maddeleri hükümleri gerçekleşmiş olan, ya da ölümüne muhakkak nazariyle bakılan kişilerin ölüm vukuatlarının nüfus siciline nasıl ve ne şekilde geçirileceği konularını hükme bağlamış bulunmaktadır. Ve tamamen idari nitelikteki işlemlerle ilgilidir.
Davacı tarafından açılmış olan bu dava, bir kayıt düzeltilmesi davası olarak ta nitelendirilemez. Çünkü, kayıt düzeltilmesi davasının kimlerin aleyhine açılacağı 1587 sayılı Kanunun 46. maddesinde belirlenmiştir.
Bu dava, bir (ölümün saptanması) davası olarak ta nitelendirilemez. Çünkü MK.nun 28 ve onu izleyen maddeleri hükümlerince bu tür davalar nizasız kaza konusuna giren davalardandır. Nitekim MK.nun 31. maddesinin kenar başlığı da bunu doğrulamaktadır. Hal böyle olunca, bu nitelikteki bir davanın da davalıya yöneltilmesi mümkün değildir.
Bütün bu yazılı nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekirken, isteğin hüküm altına alınmış bulunması yasalara aykırıdır ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 26. II. 1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini