 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1977/8401
K: 1977/8582
T: 12.12.1977
DAVA : (C.Ö.) ve arkadaşları ile (N.B.) memurluğu ve (N.Ş.) arasındaki kayıt tashihi davasının C. Savcısının huzuriyle yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair verilen hüküm davacılar tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Geçerli belli bir şekle bağlanmış olan sözleşme, şekil şartına uyulmadan yapımış ise hüküm ifade etmez.
Medeni Kanunda evladlık sözleşmesinin noter tarafından resmi senet şeklinde düzenlenmesi öngörülmüştür (MK. m. 256). Öyle ise sözleşme bu biçimde yayılmadıkça evladlık ilişkisi kurulmaz. Ne varki sözleşmenin esas veya şekil şartlarından bir kısmı eksik olduğu halde, taraflar sağlığında buna geçerlik tanıyıp şartlarını yerine getirmiş iseler, ölümlerinden sonra mirasçılarının buna karşı çıkıp iptal isteğinde bulunmaları objektif iyi niyet kuralıyla bağdaşmaz. Yargıtay'ın kararlı uygulaması bu yolda olduğu gibi bilimsel görüşlerde aynı doğrultutadır. Olayda bu kuraldan yararlanmak mümkün değildir. Çünkü: Davacıların miras bırakanı ile davallı arasında Noterde düzenlenmiş bir sözleşme yoktur. Ancak (F.Ö.) ile (N.Ş.) arasındaki evlatlık sözleşmesinin tarih ve numarası yazılarak (M.Ö.) ile (N.Ş.) arasında da bir evlatlık ilişkisi kurulduğuna işaret olunmuştur. İşte bu dayanaksız ve yanlış kaydı tarafların benimsemiş olmaları, hiç bir suretle onlar arasında evladlık ilişkisi meydana getirmez. Zira gerçekte varolmayan bir hukuki işlem için objektif iyiniyetten söz edilemez. Olayda taraflar noter önüne bile çıkmamışlar ve irade açıklamasında bulunmamışlardır. Eğer mahkemenin görüşü benimsenirse, evlenme işlemine başlayıp da nikah memuru önüne çıkmayan ve fiilen birleşmiş bulunan kimselerin evliliklerini bile geçerli saymak gerekir ki, bunu hiç bir hukukçunun kabul edeceği düşünülemez.
Davacıların miras bırakanlarının sağlığında, bu kaydın doğruluğuna inanarak, evladlığın ref'i hakkında dava açmış olması, esasen var olmayan evladlık ilişkisinin doğumuna imkan vermez.
Yukarıda yazılı gerekçeler karşısında iptal kararı verilmesi gerekir. Buna rağmen davanın reddedilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA 12.12.1977 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.