Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1977/6214
K: 1977/7213
T: 21.06.1977
DAVA : Davacı, mirastan mal kaçırmak maksadiyle muvazaalı olarak satış göstermek suretiyle davalı adına tesis olunan 99 ada, 13 parsele ait kaydın iptalini, payı oranında adına tescilini istemiştir.
Davalı, iddianın varit olmadığını, gerçekten bir satış olduğunu söylemiştir.
Davacının payına hasren kaydın iptaline, davacı adına tesciline dair verilen kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekilleri tarafından istenilmiştir. Dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü:
KARAR : Ülkemizde "Aile içi taşınmaz temlik" işlemlerinin mirasçıları birbirine düşürdüğü ve çok sayıda uyuşmazlığın doğumuna yol açtığı kuşkusuzdur. Miras bırakanların yeteri kadar düşünmeden, etki altında kalarak, duygusal nedenlerle yaptıkları bu çeşit tasarruflar, ölümlerinden sonra mirasçılar arasında "muvazaa" nedenine dayanılarak açılan iptal davalarına konu olmaktadır. Önemli toplumsal bir sorun teşkil eden, "Habil - Kabil" davası adı verilmesi mümkün olan bu tür uyuşmazlıklara konu yapılan olayların ortak ve benzer yönleri şöylece sıralanabilir:
1 - Temlik miras bırakan tarafından mirasçılardan "birine" veya "birkaçına" yapılmakta, böylece temlikten "bazı mirasçılar" yararlanmakta ve "ötekiler" zarar görmekte, eşitlik durumu bozulmaktadır.
2 - Temlikler çok kez ölümden kısa bir süre önce yapılmaktadır. Örneğin, 80 yıl yaşamış ve o tarihe kadar taşınmazlarını elden çıkarmak gereğini duymamış bir kimse, ölümünden bir kaç ay veya yıl önce taşınmazlarından bir kısmını mirasçılarından bazılarına satış yoluyla temlik etmektedir.
3 - Bu gibi temlik işlemlerini yapanların çoğu hastalıklı ve yaşlı kimselerdir. Başkalarının bakım ve yardımlarına muhtaç oldukları bu "zaaf" döneminde miras bırakanlar, karşı koyma güçlerinin azalmasından ötürü o sırada yakınlarında bulunanların tazyiklerine karşı koyamıyarak, onların tesir ve telkinlerine kapılarak arzu etmedikleri şeyleri yapmak durumuna düşmektedirler. Ölümün yaklaştığı sırada murisin yanında ve çevresinde olanlar bu yakın durumdan yararlanmakta, gösterdikleri "samimi" veya "cali" ilginin karşılığını elde etmekte, gözden ırak olanlar ise gönülden uzak kalarak zarara uğramaktadırlar.
4 - Ailevi, dini veya ekonomik nedenlerle bazı hallerde erkek çocukların kızlara üstün tutulması suretiyle temlikler yapıldığı dahi görülmektedir.
5 - Muris birkaç defa evlenmiş bir erkek ise, son eşinin etkisinde kalarak ona veya ondan doğan çocuklara daha fazla olanak sağlamak amacıyla temlikler yapmakta sakınca görmemektedir.
6 - Çok az da olsa minnet borcunun ödenmesi veya zayıf durumda olan ve yardıma muhtaç bulunan bir mirasçının güçlendirilmesi için yapılan temliklere dahi rastlanmaktadır.
7 - Bazan psikolojik etkenler rol oynamakta, sevilenin kendisine kızılan veya kırgınlık duyulan öteki mirasçıya tercih edildiği görülmektedir.
8 - Temliklerde satış nedenine dayanılmakta, satış değeri ile gerçek bedel arasında en az bir kaç misli fark mevcut olmaktadır.
Kısaca, bu gibi tasarruflarda mirasçılardan biri ötekine üstün tutulmakta, mirasçılar arasındaki eşitlik durumu istenilerek bozulmakta, bağışlama satış arkasında gizlenerek muvazaalı işlemler yapılmaktadır.
Konu ile ilgili bu genel açıklamalardan sonra uyuşmazlığın daha kolay incelenmesi ve isabetli bir teşhis konulması olanağı vardır.
Tarafların ortak miras bırakanı temlik tarihinde 75 yaşlarında hastalıklı bir kimsedir. Olayda ölüm tahmin edilenden biraz daha geç gelmiştir. Taraflar kardeştir. Davacı dışarda, davalı ise içeride, muris olan anasının yakınında ve yanı başındadır, ona bakmaktadır. Davacı ile muris arasında bir münaferet vardır. Miras bırakan davacıya kırgın ve kızgındır. Temlikten sonra miras bırakan üç tanığa, dava konusu taşınmazı, kızı davalıya satmayıp bağışladığını söylemiştir. Davada taraf olmayan öteki mirasçıda davacıya yazdığı mektupla temlikin bağış niteliğini taşıdığını doğrulamıştır. Açıklanan bu haller karşısında, temlik işleminin satış olmayıp bağış nedenine dayandığını ve ortada "muvazaa" bulunduğunu kabulde, dolayısiyle delillerin takdirinde yolsuzluk yoktur.
Bunun dışında, tapu siciline göre satış bedeli 30 bin liradır. Bilirkişiler, temlik tarihinde taşınmazın gerçek bedelini 160 küsur bin lira olarak saptanmışlardır. Bu hal dahi mahkemenin takdirindeki isabeti destekleyen güçlü bir karinedir.
Murisin "kırgın" olduğu davacıyı cezalandırmak, kendisine bakan davalıyı mükafaatlandırmak istemesi ... gibi bir takım nedenlerle dava konusu taşınmazı bağışladığı açıktır. Tarafların gerçek arzusu "bağış" olduğu halde sicilde "satış" gösterilmesi suretiyle işlem yapılmıştır. Bu muvazaanın ta kendisidir. Muvazaa hukukun geçerli saymadığı bir durumdur. Taşınmaz temlikine ilişkin işlemlerde, görünen sözleşme gerçek iradelerin birleşmesiyle oluşmadığı gizli kalan anlaşma ise yasanın öngördüğü şekilde irade izhar edilmediği için hükümsüzdür.
Miras bırakanların bu konuda yaptıkları tasarrufların geçerli sayılabilmesi için yasaya saygı göstermiş olmaları gereklidir. Uyuşmazlık konusu olan olayda, miras bırakan kanunun tanıdığı yasal olanaklardan yararlanmak suretiyle amacına ulaşabilirdi. Temlik muvazaaya sapmadan açıkça bağış olarak yapılmış bulunsaydı saklı pay kurallarına aykırı bir durum mevcut olmadığı takdirde tümüyle geçerli sayılırdı. Gerçekten müteveffa ile davalı arasında bir ölünceye kadar bakma ilişkisi mevcut ise temlik buna uygun şekilde yapılmak suretiyle tasarrufun sağlıklı olması sağlanabilirdi.
Bu yasal çare ve vasıtalar kullanılmadan yapılan muvazaalı temlik işlemini hakim arzu etse bile korumak imkanına sahip bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA ve gelen temyiz edilen vekili için 1400 lira durduşma vekalet ücretinin temyiz edenden tahsiline ve aşağıda yazılı 64500 kuruş bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına 21.6.1977 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini