 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1977/1461
K: 1977/6942
T: 15.06.1977
DAVA : (M) ve Belediye Başkanlığı arasında görülen mesaha tashih ve tezyidi davası sonunda Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19/9/1975 gün ve 99/467 sayılı hüküm, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 3/2/1977 gün ve 56 sayılı yazılarıyla "Kanun yararına" Temyiz edilmekle gereği düşünüldü:
KARAR : 2644 sayılı Tapu Kanununun 31. maddesi 5520 sayılı Kanunla değiştirilmiştir. Değişen 31. maddeye göre, taşınmazların yüz ölçüsü tapu siclinde yazılı miktarlardan fazla oludğu hallerde, bu fazlalığın "bitişik araziye el uzatmaktan ileri gelmediği" ve sınırında "bir değişiklik olmadığı" Mahkemece tesbit edildiği takdirde, taşınmazın gerçek yüzölçümünün tapu siciline yazılmasına karar verilir.
Mahkemece böyle bir sonuca varılabilmesi için:
a - Önce taşınmazın tesis tapusunu sicilden getirilmesi, yani tedavül kayıtlarına itibar edilmiyerek ve tesis tapusu esas tutularak sınırların saptanması,
b - Bitişik" taşınmaz mal sahiplerinin "hepsinin" dinlenilmesi,
c - Dava ile ilgili incelemelerin taşınmaz malın "başında" yapılması,
ç - Önce açılan bir dava sonunda miktarın tesbit ve tezyid edilmemiş olması, zorunludur.
Bunun dışında, taşınmazın Medeni Kanununun 645 ve Tapulama Kanununun 42. maddeleri uyarınca fenni esasları uygun olarak düzenlenen, gerçek duruma ters düşmeyen bir haritası mevcut olup olmadığının sorulması gereklidir. Geçerli bir harita varsa, tapunun kapsamına giren taşınmazın yüzölçüsünün belirtilmesinde "sınırlara" değil "harita" ya itibar edilmesi lazımdır.
kanun koyucu, yasa değişikliği ile taşınmazların geometrik şeklinin gerçek duruma uygun olarak saptanmasını istemiş, 5520 sayılı Kanuna dayanılarak Mahkemelere yapılan başvurmalarda dava konusu edilen taşınmazların adeta "özel" bir Kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. Yasa değişikliğinden beklenilen amacın sağlıklı olarak elde edilebilmesi için kanunda yazılan koşulların ve yukarıda açıklanan yönlerin eksiksiz olarak yerine getirilmesi, ayrıca taşınmazın hendesi şeklini gösteren bir haritanın fen memuruna tanzim ettirilerek karara eklenmesi gereklidir.
Şimdi konuyu yakından ilgilendiren bu açıklamalardan sonra Mahkeme kararının eleştirilmesine sıra gelmiş bulunmaktadır.
1 - 18 ve 19 sayılı taşınmazların tesis kayıtlarının getirilmemesi,
2 - 18 ve 19 sayılı tapuların muhtevasını teşkil eden taşınmazlarda sınır komşusu olarak gösterilen gılap ve gayri müslüm kişilerin malları kanun gereği hazineye kaldığı halde hazine temsilcisini sınır komşusu sıfatıyla dinlenilmemesi,
3 - 79 sayılı tapu muhtevasına giren taşınmazın yüzölçümü Ordu 2. Asliye Hukuk Hakimliğinin 2/12/1974 gün ve 264/571 sayılı kararıyla tezyid ediği ve taşınmazların hendesi şekli ve dolayısıyla yüzölçüsü haritasında belirtildiği halde bu def'a sınır tashihi isteğinin kabulü suretiyle tebellür etmiş ve kesinleşmiş durumu etkileyecek şekilde tapuya değişik ve yeni bir muhteva tayin edilmesi,
Yolsuz olduğundan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/3. maddesi uyarınca hukuki sonuçları ortadan kaldırmamak kaydıyla hükmün Kanun yararına BOZULMASINA, bozma ilamının bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine ve Bakanlıkça Resmi Gazetede yayınlanmasına, dava dosyasının C. Başsavcılığına yollanmasına, peşin harcın iadesine 15/6/1977 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.