 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1977/12815
K: 1977/13138
T: 30.12.1977
DAVA : Taraflar arasındaki davada;
Davacı önceki dava sırasında davalının bakacağını vadetmesi üzerine davadan feragat ettiğini, ancak yine bakmadığını ileri sürmüş ölünceye kadar bakma akdi uyarınca verilen tapu kaydının iptalini istemiştir.
Davalı davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddine ilişkin hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle, dosya incellenip, gereği görüşüldü:
KARAR: Davacı, dava konusu taşınmazları ölünceye kadar bakma şartını ileri sürmek suretiyle damadı olan davalıya temlik etmiştir. Davacı 24.4.1975 günlü dilekçe ile açtığı ilk davada davalının ölünceye kadar bakma şartını yerine getirmediğinden bahsile temlikin iptalini istemiştir.
İlk davada 30.1.1976 günlü oturumda davalı "davacıya baktığını, bakma şartını yerine getirdiğini, kendisine bakmadığı takdirde davaya devam etmesi veya her zaman kayıtları iptal ettirmesi mümkün olduğunu,, bu nedenle kendisiyle anlaştığını", davacı "davalının kendisine bakacağına söz verdiğini, bu vaade güvenerek anlaştığını, davadan bu sebeple vazgeçtiğini" bildirmişlerdir.
Mahkeme tarafların bu açıklamalarına dayanarak 30.1.1976 gününde "feragat" nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
Davacı son kez 14.4.1977 gününde verdiği dilekçe ile:
Önce açtığı davadan davalının kandırması sonunda vazgeçtiğini, davalının verdiği söze rağmen kendisine bakmadığını ileri sürerek bakma şartıyla bağışladığı taşınmazlara ilişkin kaydın iptalini istemiştir.
Mahkeme önceki davadan feragat edilmesi nedeniyle yeniden dava açılması mümkün olmadığı gerekçesiyle son davayı reddetmiştir.
1 - Mahkemece ilk davada feragatın ne suretle oluşup geliştiği gözden kaçırılmıştır. Önceki davada davalı davacıya baktığını, bakmadığı takdirde yeni bir dava açılması mümkün olduğunu, davacıya bakmaya devam edeceği hususunda söz verdiğini, bu nedenle kendisi ile davadan vazgeçmesi konusunda anlaştığını söylemiş, davalının bu açıklamasına karşı davacı ise davalanın kendisine bakacağına söz verdiğini, verilen bu söze güvenerek davadan vazgeçtiğini açıklamıştır. Karşılıklı görüşmeler sonunda varılan bir noktadan ve anlaşmadan sonra davadan vazgeçilmiştir. İlk davada mutlak bir feragattan çok "sulh" havası hakimdir. Davacı kayınbaba, davalı damattır. İlk dava sırasında yapılan görüşmelerde davalı adeta "ters bir gösteriş" yapmış, davacıya bakmıyordum ama bundan sonra bakacağım anlamına gelecek şekilde açıklamada bulunmuş, damat davacı olan kayınbabadan af ve özür dilemiş, kayınbaba da af ve vaadi kapsayan bu sözlerin içtenliğine inanarak davadan vaçgeçmiştir. Davacı, bu defa hakim önündeki anlaşmaya rağmen davalının kendisine bakmadığını yeniden ileri sürerek son davayı açmıştır. Bu durumda mutlak bir feragattan ve bu nedenle tekrar dava açılması mümkün olmadığından bahsile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
2 - Feragatın "mutlak" olduğu, bir anlaşma ve ivaz karşılığı olmadığı kabul edilse bile sonuç aynıdır. Ölünceye kadar bakma sözleşmelerinden doğan "bakma" yükümlülüğü "nafaka" borcu gibidir. Bakma borcu dahi her an doğan yürüyen, her gün yükümlülük zincirine yeni bir halka ekleyen, sürüp giden, sözleşmenin yapıldığı andan ortadan kalkmasına kadar devam eden sürekli bir borçtur. Davacı ilk davadan vazgeçmekle, ancak o davanın açıldığı tarihe kadar oluşan olayların doğurduğu hukuki sonuçtan feragat etmiştir. Bakma borcuna riayetsizlik feragatla reddedilen ilk davadan sonra da devam etmişse bu son duruma dayanılarak yeni bir dava açılmasına engel yoktur. Nafakalarda ilk davanın açıldığı tarihe kadar gerçekleşen nafaka alacağından vazgeçilmişse o davadan sonra tahakuk eden nafakanın yeni bir dava ile istenilmesi mümkündür.
Mahkemece yukarıda yazılı düşünceler gözönünde tutulmadan, feragattan sonraki dönemde davalının davacıya bakıp bakmadığı araştırılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bu nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın iadesine 30.12.1977 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.