 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1977/2133
K: 1978/307
T: 21.02.1978
- SÖZLEŞME KONUSUNUN OLANAKSIZLIĞI
ÖZET: Sözleşme uyarınca, bina iki parselin birleşmesi sonucu oluşacak tek parsel üzerine yapılacağına göre İmar Yasası ve Yönetmeliği yönünden parsellerin birleştirilmesi olanaksız ise, taraflar arasında kurulan eser sözleşmesi, konusunun olanaksızlığı nedeniyle geçersiz olur ve taraflar sözleşme ile bağlı tutulamazlar.
(818 s. BK m. 20)
Taraflar arasındaki davanın (Bakırköy 4. Asliye Hukuk Hakimliği)nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 22.6.1977 tarih ve 1068/388 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı ve mukabil davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü
1...........
2- Taraflar arasında arsa payı karşılığı kat yapımına ilişkin 28.5.1975 günlü bir sözleşme kurulmuştur. Bu sözleşme ile davalı sahip olduğu iki adet 315'er m2 den oluşan taşınmazından (50/560 hissesini kendi üzerinde bırakarak 410/560 hisseyi davacıya devir etmeyi ve davacı yüklenicide, sözleşme tarihinden itibaren iki yıl içinde 6 katlı İki bloklu bir bina yapmayı ve bundan 5 daireyi davalıya teslimi taahhüt etmişlerdir.
Sözleşmeye göre bina, davalıya ait 1418 ve 1419 sayılı iki parsel birleştirildikten sonra meydana gelecek olan tek parsel üzerine yapılacaktır. Şu halde sözleşmenin ifası iki parselin tevhit edilmesi koşuluna bağlıdır. 6785 sayılı İmar Kanununun 39. maddesi gereğince belediye hudutları içindeki taşınmazların tevhit ve ifrazı, imar kanunu ve yönetmelikleri hükümlerine uygunluğu belediye encümenlerince, varsa imar idare heyetlerince, kabul ve tasdik olunmadıkça tapuya tescil edilemez. Bu nedenle mahkemenin imar mevzuatı yönünden arsaların tevhidine bir engel olup olmadığını ve tevhide belediye encümenince izni verilip verilmediğini tesbit etmeden, davacıya tapuda tevhit işlemi yaptırmasına yetki vermesi yasaya aykırı olduğu gibi, imar kanunu ve yönetmeliği yönünden söz konusu olan iki parselin birleştirilmesi olanağı mevcut değilse, taraflar arasında kurulmuş olan sözleşmenin, sözleşme konusunun imkansız olmasından dolayı BK.nun 20. maddesi uyarınca geçersiz olduğu ve tarafların bununla bağlı tutulamayacağı ve yüklenilen ediının yerine getirilmesini talep hakkının bulunmadığı düşünülmeden esas dava kabul edilmek suretiyle tapuda tevhit işleminin yapılması için davacıya yetki verilmesine ve ondan sonra 410/560 hissenin davacı adına tesciline ve karşılık davanın yazılı nedenlerle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekir.
3- Sözleşmede tevhit ve arsa payı devir işlemlerinin ne suretle yapılacağına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, arsa payı karşılığı kat yapımı taahhüde ilişkin bir sözleşme söz konusu olup davalının işçi olarak Almanya'da çalışmasından ve sözleşme yapıldıktan bir gün sonra davalının geniş kapsamlı yetki ile Tahir isminde üçüncü bir şahsı vekil tayin etmesinden, davacının bu kişiden işlerin yürümesi için nüfus kağıdını almasından tevhit işlemenin yürütülmesinin, projelerin tanziminin, inşaat ve temel üstü ruhsatlarının alınmasının davacıya düşen görevlerden olduğu anlaşılmaktadır. Arsa sahibi yurt dışında olduğuna göre Tahir'e vekalet verilmesi, eser sözleşmesi gereği tevhit işleminin resmi şekilde yürütülmesini ve yükleniciye geçirilecek arsa mülkiyetinin intikalini sağlamaya matuftur. Tanık olarak dinlenen vekil Tahir arsa tevhit ve ruhsat işlerini yaptırmayı davacının üzerine aldığını fakat bunu yerine getirmediğini söylemiştir. Tevhit işlemi gerçekleşmeden davacıya arsa payı devri düşünülemiyeceğinden davacının 30. 12. 1975 tarihli ihtarname ile davalıya edimini yerine getirmeye davete hakkı yoktur. Davacı, davalının 26.3. 1976 günlü cevabi ihtarnamesine herhangi bir cevap vermemiştir Sözleşme tarihi ile dava tarihi arasında bir yıl geçmiş olmasına rağmen inşaata bağlanmamıştır. Bu durumda mahkemenin davalının değil borçlarını ifada davacının mütemerrit olduğunun kabulü ile esas davanın reddine ve karşılık dava uyarınca sözleşmenin feshine karar vermesi yerinde değildir. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
Sonuç: Davalının diğer temyiz itirazlarının reddine ve kararın yukarıda iki ve üçüncü bentlerde yazılı nedenlerle (BOZULMASINA) 1000 lira murafaa, vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21 .2.1978 gününde oybirliği ile karar verildi.