 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1977/1658
K: 1977/1746
T: 29.09.1977
DAVA : Taraflar arasındaki davanın (Kadıköy 2. Asliye Hukuk Hakimliği)nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 29.11.1976 tarih ve 471/863 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalılardan (H) ve (Y) tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Yerel mahkemece buyruğuna uyulan 12.2.19776 gün, 5217/544 sayılı bozma ilamında (... fiilen teslim tarihinin tespiti, davacının cezai şart istemek hakkını saklı tutup tutmadığının araştırılması) gerektiği belirtilmiştir. Davacının gönderdiği 18.1.1972 günlü uyarmaya dayanılarak "cezai şarta" ilişkin hakkın saklı tutulduğu sonuca varan mahkeme, önceki hüküm doğrultusunda 37 ay için 27.750 liranın ödetilmesine bu kez de karar vermiştir.
Gerek yukarıda değinilen uyarmanın içeriğine ve gerekse davacı vekilinin 29.11.1976 günlü oturumdaki duraksamaya yer bırakmayan kesin açıklamasına göre, davacının eseri 18.1.1972 gününde teslim aldığı saptanmış ve davalı yan ise, teslimin daha önceki bir günde gerçekleştiğini tanıtsız bırakmış, bu yönü kanıtlamamıştır. Yanlar arasında düzenlenen sözleşmenin 4. maddesiyle belirlenen teslim gününün, "inşaat ruhsat tarihinden" işlemeye başlayan 18 aylık sürenin bitimi (sonu) olduğu anlaşılmıştır. Dosyadaki Kadıköy Belediye Şube Müdürlüğünün 20.1.1975 gün, 841 sayılı yazısına göre "İnşaat ruhsat tarihi" 24.9.1969 dır. İşte bu günden işlemeye başlıyan 18 aylık süre, 24.3.1971 de tamamlanmıştır. Durum böyle olunca, eserin 24.3.1971 gününde teslim edilmesi gerektiği, sözleşme ile kararlaştırılmış demektir. Buna karşın, eserin davacı tarafından 18.1.1972 gününde teslim alındığı ortaya çıkmış ve davalı yan, eserin daha önceki bir günde teslim edildiğini kanıtlamamıştır.
Sözleşmenin 4. maddesinde, belirlenen günde teslimin yapılmaması durumunda ayda, (750) lira ceza koşulunun ödeneceği açıklanmıştır. Yukarıda belirtilen nedenlerle, kural olarak, davacı için ceza koşulu isteme hakkı doğmuş bulunmaktadır. Çözümü gereken sorun ise, süresine ilişkindir. Yerel mahkeme, bu süreyi 37 ay olarak saptamış ise de, burada yanılgıya düşmüştür. Şöyle ki; sözleşmenin 4. maddesiyle öngörülen ceza koşulunun, yalnızca eserin belli edilen günde teslimin yaptırımı olduğu, hükmün gerek sözünden ve gerekse özünden anlaşılmaktadır. Eserin ayıplı ve eksik teslim alınmasında, bunların giderilmesini sağlamaya yönelik olarak ceza koşulu belirlenmiş değildir. Davacının, eseri 18.1.1972 gününde teslim alırken, eksik ve ayıplı işler için hak saklı tutması, bunlar giderilinceye değin ceza koşulunun ödetilmesi sonucunu doğurmaz. Çünkü, yukarıda da belirtildiği üzere ceza koşulu, yalnızca eserin belli edilen günde teslim edilmemesi yönünden öngörülmüştür. "İskan ruhsatının" alınmaması da "hukuki ayıp" sayılır. Davacının, az önce sözü edilen "ruhsat" olmadan eseri teslim almasiyle "teslim" gerçekleşmiş olur. Demek ki, sözleşmede kararlaştırılan 24.3.1971 gününde teslim edilmesi gerektiği halde, davacının, eseri 18.1.1972 gününde teslim almış olmasına göre işleyen ceza koşulu süresinin 18.1.1972 - 24.3.1971 dönemini kapsadığının kabulü gerekir. Yerel mahkemenin, bu süreyi 37 ay olarak saptaması, dayanaksız kalmıştır.
Davacı, gönderdiği "ihtarnamede" ceza koşulu isteme hakkını saklı tuttuğundan, 18.1.1972 - 24.3.1971 dönemi için ceza koşulu için istemde bulunabilir. Öyleyse, yerel mahkemenin bu dönemle sınırlı olmak üzere ceza koşuluna karar verecek yerde süreyi, 37 ay olarak hesaplaması ve buna göre ödetmenin kapsamını belirlemesi, hükmün, bozulmasını gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle son hükmün de davalı yararına BOZULMASINA, istek olursa temyiz peşin harcının davalıya iadesine, 29.9.1977 gününde oybirliği ile karar verildi.