 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1977/4734
K: 1977/5904
T: 29.11.1977
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.5.1975 gününde verilen dilekçe ile 1070 sayılı parselin satış vaadi sözleşmesi gereğince müvekkili adına tescili istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.2.1977 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü :
KARAR : Dosya kapsamı ve temyiz sebebleri itibarile:
1 - a) Dosyadaki 23.1.1959 günlü vekaletnameye göre (A)nın vekili (M.B)yi taşınmazlarını satma konusunda da yetkili kıldığı anlaşılmaktadır. Satma yetkisi, satış vaaddinde bulunma yetkisini de kapsar. Sözleşme geçerlidir.
b) Yine dosyadaki satış vaadi sözleşmesi ve muvafakatname başlığını taşıyan belgede, satış bedelinden bakiye borcun tamamının ödenmesini müteakip taşınmaz ferağının verileceği yazılı olup son taksidin ödenme günü 24.7.1966 olarak kararlaştırılmıştır. Davacı ise, sözleşmede yazılı bakiye borcu 9.2.1967 gününde Merkez Bankası'na yatırmış ve makbuzunu dosyaya koşmuştur. Dava 30.5.1975 gününde verilen dilekçe ile açıldığına göre 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır.
c) Sözleşmede yazılı 12070 lira satış bedelinden 6045 lirasının 11.3.1960 ve 10.1.1061 tarihinde ilk alıcı (M) tarafından Merkez bankası'na yatırıldığı ve bu paranın davacı tarafından (M)ye ödendiği, satıcının vekili (M.B.) tarafından ayni sözleşmede kabul edilmesine, bakiye 6045 liranın da davacı tarafından 9.2.1967 gününde Merkez Bankası'na yatırıldığı dosyadaki makbuzdan anlaşılmasına göre sözleşmede yazılı satış bedeli ödenmiştir.
Bu itibarla, davalı vekilinin sözleşmenin geçersizliğine, zaman aşımına, satış bedelinin ödenmediğine ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
2 - Davalının kocası ve murisi olan (A) İngiliz tebaalı olup Türkiye'de muvakkaten ikameti sırasında vekaletnamenin düzenlendiği ve daha sonra vekili aracılığı ile Türkiye'deki taşınmazını satış vaadinde bulunduğu anlaşılmasına göre sözleşmede yazılı bedelin ödenmiş olması tescil için yeterli sayılamaz. Türk Parasının kıymetini koruma hakkındaki 17 sayılı Kararnameye ilişkin sermaye hareketleri ile ilgili ve 12.9.1963 gün 11503 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Seri: V. No: 3 sayılı tebliğin 56. maddesinde belirtildiği üzere taşınmazın mahalli Takdir komisyonunca takdir edilecek bedelinin Merkez bankası'nda muvakkat bir bloke hesaba yatırılmış olması gerekir. Dosyada Takdir Komisyonu kararı yoktur. Davacı vekili, 29.9.1975 günlü dilekçesinde Komisyonca bedelin tesbit edildiğini ifade ederek bunun vergi dairesinden sorulmasını istemesine rağmen mahkemece sorulmamıştır. Ayrıca, 24.2.1966 günlü devir sözleşmesinde ilk alıcı (M) tarafından 11.3.1960 gününde 3022,50 lira, 10.1.1961 gününde de 3022,50 lira ki toplam 6045 liranın Merkez Bankasın'da bloke edildiği ifade ve kabul edilmekle beraber o tarihlerde gerçekten sözü edilen paraların yatırılmış olup olmadığı mahkemece sorulup saptanmamıştır. Bu yönler kamu düzeni ile ilgilidir ve mahkemece re'sen gözönünde tutulmak icabeder.
Eksik inceleme ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazı bu bakımdan yerindedir.
SONUÇ : Yukarda 2 no.lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde iadesine 29.11.1977 gününde oybirliği ile karar verildi.