 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1977/3688
K: 1977/4246
T: 03.10.1977
DAVA : Davacı, davalının tarlalarını kiralamak suretiyle ortaklığa aldığını, davalının, sözleşme süresi sona ermeden tarlaları başkasına tapu ile sattığını ileri sürerek, sözleşmede yer alan 10.000 lira ceza koşulunun davalıdan alınmasını istemiştir.
KARAR : Davalı, tarlaların iştirak halinde mülk olduğundan taraflar arandaki sözleşmenin geçersiz bulunduğunu ve tapu ile malik olduğuna göre satışına engel olunamayacağını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalının iştirak halinde malik olarak paydaş bulunduğu dava konusu tarlalar, tapu kaydı ile sonradan davalı tarafından üçüncü kişilere satılmıştır. Satıştan önce de, davacıya belirli bir süre iştirakli kira sözleşmesi ile kiralamış ve sözleşme gereklerinin yerine getirilmemesi durumunda, 10.000 lira ceza koşulu vermeyi davalı kabullenmiştir.
Mahkemece, payın satışının sözleşmeden cayma olmadığından ve iştirak halindeki mülkün belirtilen biçimde sözleşmeye konu olamayacağından sözledilerek dava reddedilmiştir.
Oysa taraflar arasındaki sözleşme iştirakli kira sözleşmesidir. Kira sözleşmeleri, kişisel hak doğuran sözleşmelerdendir. Bu nedenle, malik olmayanların da, üçüncü kişilere ait malları kiraya vermelerine olanak vardır. Bu biçimdeki sözleşmelerle, kiralayan, mal sahiplerinden sözleşmenin yerine getirilmesi için gerekli muvafakat gibi koşulları sağlama yükümlülüğü altına girmiş olur. Anılan yükümlülüğü yerine getirememesi halinde ise kiracıya karşı sorumlu olur.
Olayda, davalı iştirak halinde malik olarak paydaş bulunduğu taşınmazları davacıya kiralamış ve kira süresi son bulmadan bunları üçüncü kişiye satmıştır. Kira sözleşmesi uyarınca kiralayan kira konusu malı sözleşme süresince kullanmaya elverişli biçimde tutmak zorundadır. Bunun yapılmaması, yasal yükümlülükten kaçınma sonucunu doğurur.
O halde, taraflar arasındaki sözleşme geçerli ve kiralayanın payını üçüncü kişilere satması sözleşme koşullarına aykırı bulunduğundan davanın esasına girişilerek bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, bu yönler gözetilmeksizin yasal olmayan düşüncelerle davanın reddi bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 3.10.1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.