 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1977/221
K: 1977/1411
T: 08.03.1977
DAVA : Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin olarak verilen hükmün davacılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Davacılar, bir minibüs satın almak için üçüncü kişiye vekaletname verdiklerini, bu üçüncü kişi Yaşar'ın, diğer bir üçüncü kişi Mehmet'ten minibüsü satın alıp getirdikten sonra adlarına trafiğe kaydettirdiklerini, daha sonra bu minibüsün, başka bir üçüncü kişi İlyas'ın davalıya borcundan dolayı haczedilmesi nedeni ile ellerinden alındığını bildirerek haczin kaldırılmasını istemişlerdir.
Davalı, İlyas'a minibüsü kendilerinin sattığını, alacaklarının teminat altına alınması için üzerine haciz konulup fatura ve teknik belgesine hacizli olduğuna ilişkin kaşe basıldığını; borçlunun kefili olan Mehmet'in sahte fatura ve teknik belgedeki hacizli kaydını silerek davacılara sattığını ve bu nedenle davanın yersiz olduğunu bildirerek reddi gerektiğini savunmuştur.
İbraz edilen fatura ve teknik belgeye göre İstanbul'da davalı firma tarafından dava konusu minibüs, borçluya satılmış ve üzerine haciz konulduktan sonra borçlu tarafından Denizli'ye götürülmüştür.
Nevşehir'de oturan davacıların vekilleri Yaşar tarafından, Denizli'de bir komisyoncuda bulunan minibüsü, Yaşar'ın satın alıp davacılara getirdiğini tanıklar bildirmişlerdir. Sonradan davacılar, trafik kaydını üzerlerine yaptırmışlardır.
Denizli'de komisyoncuda bulunan minibüsün sahibi olarak mehmet, kendisini göstermiş ve davacı tarafa bir fatura ile üzerinde sarı leke bulunan bir teknik belge vermiştir. Bilirkişiler, bu sarılığın trafik kaydı sırasında ihmal nedeni ile dikkati çekmediğini, aslında hacizli olduğuna ilişkin kaşenin silinmesinden meydana geldiğini bildirmişlerdir.
Mercice, teknik belgedeki bu sarılığın dikkati çekecek nitelikte bulunması ve davacıların gerekli araştırmayı yapmamış olmalarına göre iyiniyetle hareket etmediklerinin kabulü ile dava reddedilmiştir.
Oysa, satışların ayrı ayrı kentlerde yapılmış bulunması karşısında neye ilişkin olduğu anlaşılamayan sarılığın incellenmesinin alıcılardan beklenmesi, olağan yaşam koşullarının dışında kalır. Davacı taraf, Mehmet'in elinde minibüsü görmüş ve kendisinin gerekli belgeleri vermesi üzerine minibüsü kabul etmişlerdir.
Minibüs, bir taşınır maldır. Böyle bir malı elinde bulunduran MK.nun 687 ve 899. maddeleri hükümleri uyarınca, kural olarak, onun sahibi sayılır. Mehmet, malı elinde bulunduran kişi olarak gerekli belgeleri de verdiğine, göre davacıların onu satın almalarında kötüniyetli olduklarının kabulünü gerektirmez.
Öte yanda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Yukarıda açıklanan nedenler de, iyiniyetli belirlemektedir. O halde, ancak kötüniyetin ispatlanması halinde dava reddedilebilir. Olayda teknik belgedeki sarılıktan başka, kötüniyetin ispatı için delil gösterilmiş değildir. Bu sarılığı her türlü dikkatsizliğin meydana getirmesi olasılık içindedir. Haciz kaşesinin teknik belgeye basılması konusunda da yaygın bir adet ve alışılagelmiş bir gelenek bulunmadığına göre alıcılardan bu lekenin oluşumu konusunda, objektiflik ilkesini aşan, olağanüstü bir özen göstermeleri beklenemez. O halde, davanın kabulü gerekir.
Mercice, bu yön gözetilmeksizin, yazılı gerekçelerle davanın reddi bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve davacılar yararına takdir edilen 1000 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınmasına ve peşin harcın istek halinde iadesine 8.3.1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.