 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1977/2036
K: 1977/3376
T: 20.06.1977
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı 50.000 liranın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu :
KARAR : Davacı, davalının 3. kişi (H) ye senetle 50.000 lira borçlandığını ve (H) nin, bu alacağının kendisine temlik ettiğini bildirerek belirtilen miktarın faizi ile birlikte davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, 3. kişi (H) ye dava konusu senedi, icradaki bir borcu kabul etmesinin sağlanması için verdiğini, icra kovuşturmasındaki borcu kabul ettiğini, bu nedenle senedin hükümsüz hale geldiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava konusu senet, düzenleme günsüz, matbu bono kağıdına yazılmış ve borçlusu, davalı, alacaklısı da üçüncü kişi (H) dir. (H), bu alacağını senet arkasına yazdığı şerhle davacıya temlik etmiştir.
Davalının verdiği, 19.7.1971 günlü davalı ile (H) arasında düzenlenmiş adi belgeye göre, icra memurluğunun 316 sayılı dosyasındaki icra kovuşturmasına konu olan borcun, davalı tarafından kabulü halinde, dava konusu senet hükümsüz olacaktır. Davacı vekili, davalı ile (H) arasında yapılan bu sözleşmenin, vekil edenini, iyiniyetli olması nedeni ile bağlamayacağını, 17.1.1977 günlü dilekçesinde ileri sürmüştür.
Sözü edilen icra kovuşturması, üçüncü kişi (M) tarafından, davalı ve (H) haklarında yapılmış ve davalı bu kovuşturmaya itiraz etmemiştir.
Mahkemece, davalı ile (H) arasındaki sözleşmenin sözleşenler dışında olan ve iyiniyetle alacağı temlik olan davacıyı etkilemesine olanak bulunmaması nedeni ile dava kabul edilmiştir.
Oysa, Borçlar Kanununun 167/1. maddesi hükmü uyarınca, "Borçlu temlike vakıf olduğu zaman, temlik edene karşı haiz olduğu defileri temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir." Temlik edilenin iyiniyet sahibi olması, ona temlik edenin taşıdığı haklardan fazlasını sağlayamaz. (K. Tunçomağ, Türk Borçlar hukuku, C. I, İst. 1976 S. 1111) alacak, temlik edilene, temlik edende ne durumda ise, o durumu ile, yani üstünlük ve sakatlıkları ile birlikte geçer, Temlik edilenin iyiniyeti göz önüne alınamaz. Bu nedenle, temlik, temlik edilen için bir tehlike sayılabilir (W. Tuhr. Borçlar hukuku, C. Edege çevirisi, C.II, İst. 1953, S. 930, 931. 933). Olayda, davacı Temelik edilendir. Davalı, ilk alacaklı (H) ye karşı ileri sürebileceği, senedin güvence niteliğinde olup gereğinin yerine getirilmesi ile hükümsüz kaldığını, davacıya karşı da ileri sürmek hakkına sahiptir. Davacının iyiniyetli olması davalının bu itirazının incelenmesine engel değildir. Davalı savunması yönünden icra dosyasını göstermiş ve 19.7.1971 günlü adi belgeyi vermiştir. İcra dosyası, savunmayı doğrulamış, adi belge içeriği de davacı tarafça kabul edilmiştir.
O halde mahkemece bu yönler gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı nedenle kabulü bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA, 20.6.1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.