 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1977/1687
K: 1977/2152
T: 18.04.1977
DAVA : Taraflar arasındaki karşılıklı istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacının davasının kabulüne ilişkin olarak verilen hüküm süresi içinde davalı (M) avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı, otosunu davalı kardeşi (N) ye emaneten verdiğini, diğer davalıya borcundan bu otonun haczedildiğini bildirerek haczin kaldırılmasını istemiştir.
Borçlu, davayı kabul etmiştir. Alacaklıya, dava dilekçesi, 3.12.1976 gününde tebliğ edilmiş ve alacaklı, 28.12.1976 gününde verdiği dilekçe ile davanın reddini istemekle birlikte, muvazaaya dayanarak, tasarrufun iptaline karar verilmesi için, karşılık dava açmıştır.
Davacı, cevap süresinden sonra açılan karşılık davanın dinlenemeyeceğini ileri sürmüştür.
Borç, haczedilen otunun alacaklı tarafından borçluya satışı nedeni ile doğmuştur. İcra takibi, 1974 ve 1975 yılları vadelerini taşıyan bonolara dayanılarak 20.10.1976 da başlamış ve bundan sonra oto borçlu taragından 1.11.1976 da davacıya devredilmiştir. Daha sonra, 19.11.1976 da haciz borçlunun elinde iken uygulanmış ve borçlu, kendisinin kız kardeşi olan davacının şoförü olduğunu bildirmiştir.
Davacı tanıklarından (V) otoyu borçlunun davacıya olan borçlarına karşılık davacıya devrettiğini ve sonradan gene kendisinin kullandığını; (İ) de, davacı ile borçlunun birlikte oturduklarını ve otoyu erkek olduğu için borçlunun kullandığını bildirmişlerdir.
Merciice, davacıya yapılan devire ve bu devrin tanık sözleri ile doğrulanmasına dayanılarak dava kabul edilmiştir.
Oysa, İcra ve İflas Kanunun 278. maddesi hükmü uyarınca, hacizden iki yıl geriye kadar olagelen kardeşler arasındaki tasarruflar, bağışlama niteliğindedir ve batıldır. Öte yandan davalı, anılan tasarrufun iptali için karşılık dava da açmıştır. İcra ve İflas Kanunun 97. maddesinin sondan bir önceki fıkrasına dayanılarak açılan bu tür karşılık davalar bir süreye bağlı tutulmamıştır. Yargıtay hukuk Genel Kurulunun 21.12.1955 gün ve 1/7-6 sayılı kararı da bu doğrultudadır. O halde tasarruf batıl olmakla asıl davanın reddi ile karşılık davanın kabulü gerekir.
Merciice, bu yön gözetilmeksizin, davanın kabulü bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 18.4.1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.