Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1977/1254
K: 1977/1836
T: 31.03.1977
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu :
KARAR : Davacı, 10.000 liralık ödünç sözleşmesine dayanarak davalının icra takibine karşı yaptığı itirazın kaldırılmasını ve halen davalıda kalan 7300 lira alacağının ödetilmesine ve davalı ise davacıya akdi münasebete dayanan birborcu olmadığını, anlaşmazlığın icra tetkik merciinde zamanaşımı nedeni ile halledildiğini, böylece ortada kesin bir hükmün bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiş mahkemece, bononun zamanaşımına uğradığı davacının akdi münasebete dayanmadığı davalıya yemin de teklif etmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde kambiyo senedine değil, açıkça ödenç (karz) sözleşmesine dayanmış ve bonoyu ödünç ilişkisinin delili olarak göstermiştir. Herne kadar kararda davacının sözleşmeye dayanmadığı yazılı ise de 17.9.1976 günlü ara kararında davacının sözleşmeye dayandığı ve bu sözleşmeyi ispat edecek belgesi bulunmadığından davalıya yemin teklifine hakkı olduğu mahkemece kabul edilmiştir. Ödünç Borçlar Kanununun düzenlediği sözleşme türlerinden biridir. Ticari senetlerde keşideci ile lehdar arasında ticari senet ilişkisinden önce kural olarak bir asıl borç ilişkisi bulunur (Ödünç, satış vesaire gibi). Asıl borç ilişkisinin kurulmasından sonra veya borç ilişkisi kurulurken bir ticari senet düzenlenmiş olması Borçlar Kanununun 114. maddesinde sözü edilen yenileme (tecdit) anlamına gelmez. Kambiyo taahhüdünde bulunmakla asıl borç ilişkisinin düşmesi ancak bu hususun senette açıkca yazılmış olması ile mümkündür. Olayımızda böyle bir açıklama bulunmaktadır. O halde davacı ile davalı arasında biri asıl borç (ödünç sözleşmesi), diğeri ticari senet olmak üzere iki hukuki ilişki mevcuttur. Burada hakların telahuku söz konusu olup alacaklı birbirinden ayrı olan bu haklardan birisini kullanmakta serbesttir. Davacı bu haklardan sözleşme (ödünç) ilişkisine dayanmıştır. Asıl borç ilişkisine dayanılan hallerde o ilişkiye ait zamanaşımı uygulanmak gerektir. Davada dayanılan ödünç sözleşmesi on yıllık zamanaşımına tabi olduğundan olayda zamanaşımı sözkonusu olamaz. Öte yandan kambiyo senedi alacağının zamanaşımına uğraması hakkı büsbütün ortadan kaldırmaz. Temel ilişkiye ve gerektiğinde Türk Ticaret Kanununun 644. maddesindeki sebepsiz zenginleşme kurallarına dayanılabilir ve zamanaşımına uğraması hakkı büsbütün ortadan kaldırmaz. Temel ilişkiye ve gerektiğinde Türk Ticaret Kanununun 644. maddesindeki sebepsiz zenginleşme kurallarına dayanılabilir ve zamanaşımına uğramış alacağa delil olarak ibraz edilebilir. (Bakınız : Prof. Dr. Yaşar Karayalçın, Ticaret Hukuku- Ticari Senetler 1970 baskı sahife 57-58 ve 259-260, Prof. Dr. Hayri Domaniç- Kıymetli Evrak Hukuku 1975 baskı sahife 338). Davanın delili olarak ibraz edilen bonoda (bedeli nakten) alınmıştır, denilmektedir. Davacı ödünç verdiğini ileri sürdüğüne göre bu bono iddianın ispatına yeterli yazılı bir belgedir. Davacıdan başka bir delil istenmesine ve davalıya yemin teklifine gerek yoktur. Yargıtay Özel dairelerinin Kökleşmiş İçtihadı ve Hukuk Genel kurulunun 6.12.1969 gün ve T/1131 E. 860 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır.
Açıklanan bilimsel görüşlere ve Yargıtay uygulamasına rağmen mahkemenin imzası inkar edilmeyen ve münderecatı itibarile de iddiayı doğrulayan bononun zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesi ile delil olarak kabul edilmemesi isabetsizdir.
Bundan başka İcra Tetkik Mercii Kararları (istihkak gibi genel hükümlere tabi olanlar hariç) yalnız takip hukuku bakımından geçerli olup maddi hukuk yönünden kesin hüküm teşkil etmezler. O halde Tetkik merciinde bonoların zamanaşımına uğradığının tesbit edilmiş olması mahkemede temel sözleşmeye göre açılan davanın zaman aşımına etkili olamaz. Bu yönler gözetilmeden yazılı nedenlerle davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 31.3.1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini