 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1977/6442
K: 1977/9265
T: 08.11.1977
DAVA : Merci kararının onanmasını mutazammım 1.2.1977 tarih ve 858-895 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihan tetkiki borçlu tarafından temyiz olunması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 16.6.1977 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosya münderecatına göre müştekiler sahip oldukları 24 parça taşınmazı alacaklı Raybank ile (S) arasındaki münasebetten doğmuş ve atiyen doğacak borçlarından 200.000 lirayı temin için banka lehine ipotek tesis etmişlerdir. Banka İİK. nunu hükümlerine göre asıl borçlu (S), ipotek veren üçüncü şahıslar aleyhine 129.575,55 TL. sını takip tarihinden faiz gider vergisi ve masrafların ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla tahsili için takip açmış ve belge olarak İstanbul Ticaret Mahkemesi'ni ilamıyla akit tablosuna dayanmıştır.
İpotek veren üçüncü şahıslar bu takibe itiraz etmişler ve bu itirazları İstanbul 5. icra tetkik mercii hakimliğinin 25.11.1977 tarihli kararıyla kısmen kabul edilmiştir. bilahare 1976/15228 sayılı 6. icra memurluğunun dosyası ile 183.580,74 liranan teferruatıyla birlikte tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla aynı kişiler aleyhine takip yapılmış ve bu takibe karşı da ipotek veren üçüncü şahıslar itiraz etmişlerdir.
İpotek veren üçüncü şahıslar 1974/474 sayılı dosyadaki azami limit 200.000 lirayı ödemek kaydıyla ipoteğin kaldırılmasını icra memurluğundan istemelerine karşılık icra memurluğu 22.11.1976 tarihli kararıyla vaki talebi miktar yönünden reddetmesi üzerine bu karara karşı mercie şikayet edilmiş ve mercice şikayetin reddine dair ittihaz olunan karar Yargıtayca onanmıştır. Müştekiler dilekçelerinde gösterdikleri sebeblere istinaden bu onama kararının düzeltilmesini istemişlerdir.
Özetlenen şu duruma göre başkasının doğmuş veya doğacak borcuna karşı ipotek veren üçüncü şahısların sorumlu oldukları meblağın tayini şikayetin halli için gereklidir.
Medeni Kanunun 76. madesinin birinci fıkrası belirli bir alacak için taşınmaz rehini yapılması gerekeceğini belirttikten sonra ikinci fıkrada alacağın miktarı belli değilse taşınmazın azami ne miktar için teminat teşkil edeceği hususunun iki tarafça saptanması gerekeceğini de öngörmüştür. Bu madde hükmüne göre ipotek tesis edilirken alacak miktarı belli ise yasanın bu maddesinin birinci fıkrası şayet borç miktarı belli değil ise ikinci fıkrası hükmünün uygulanması gerekir ve bu halde azami limitin taraflarca belirtilmesi şarttır. Bu konu öğretide hususiyet prensibi olarak nitelendirilmiştir. (Bak. Bal Üniversitesi Profesörlerinden C. Wielanet - Adalet Bakanlığı yayınlarından İsmail Hakkı Karafakılı - aynı haklar tercümesi ikinci cilt. S. 545).
Yukarıda özetlendiği veçhile dayanılan ipotek akit tablosuna göre 3. şahıs müştekiler (D)nin bankaya halen mevcut ve sonra vukuu bulabilecek borçlarından 200.000 lirayı temin için bu ipoteği tesis ettiklerine göre bu ipotek Medeni Kanunun 766. maddenin ikinci fıkrasında yazılı azami limitli teminat olarak kabulü gerekir. Bu halde alacaklı banka doğacak hakları için (gecikme faizleri, takip masrafları v.s. için) ancak bu miktar üzerinden merhundan istifade iddiasında bulunabilir. (Aynı eser S. 546 - 548).
Türk öğretisi de kaynak öğreti doğrultusunda bu maddeyi yorumlamıştır. (Bak. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi yayınlarından Dr. Bülent Köprülü -Selim Kameti- Sınırlı aynı haklar eserinin S. 206-207).
Bu durumda azami 200.000 lira limit gösterildiğine göre taşınmaz borçlunun ana para takip masrafları, temerrüt faizleri ve diğer faizlerden v.s. bankacılık mameleklerinden doğmuş ve kesinleşmiş borçlarından yalnız 200.00 TL. ile sorumlu bulunması gerekir. Bu limiti aşan ve Medeni Kanunu 790. maddesinde açıklanan borçlarından fazlası için taşınmazın sorumlu olacağı ileri sürülemez. 3. şahıslar bu takipte şahsen borçlu değillerdir. Borçları taşınmazın satış bedeliyle sınırlı olması sebebiyle icra takibine itirazları dolayısıyla temerrüt faizleri ve sair masrafların çoğalması kendilerini şahsen sorumlu tutmaya yasal yönden olanak yoktur ve Ticaret Mahkemesi ilamında taraf olmadıklarında ilamda aleyhlerine bu yönden bir sonuç doğurmaz. Ancak, borcu belgelendiren bir vesika olarak kabulü gerekir.
Her iki tapi dosyasında saptanan borç miktarı 200.00 lirayı geçmekte olmasına ve her iki dosyada aynı akit tablosuna dayalı takip yapıldığına göre ipotek veren üçüncü şahısların 200.000 TL. sını ödemeleri halinde borçtan kurtulmuş olacaklarından ipoteğin çözülmesini isteyebilecekleri düşünülmeksizin şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan merci kararının bozulması gerekirken onanması yasaya aykırı görülmekle müştekiler düzeltme isteklerini kabulü ile 1.2.1977 tarihli onanan kararın kaldırılmasına ve yukarda yazılı nedenlerle 27.12.1976 tarihli merci kararının İİK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 8.11.1977 gününde oybiriliğiyle karar verildi.