 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1977/886
K: 1977/5572
T: 23.09.1977
DAVA : Davacı prim itiraz komisyonu kararının iptalini istemiştir.
Mahkeme davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğini süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar etsimte edildi :
KARAR :Dosyadaki yazılar toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı işverenin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
1 - Davalı kurumca dava konusu 14.4.1972 ila 31.12.1972 tarihleri arasındaki dönemi de kapsar biçimde ilk defa uygulanan ölçümleme işlemine karşı davacı işverenin daha iyi sonuç elde etmek amacıyla vaki itirazı üzerinde ölçümleme işlemi iptal edilmiş olduğuna göre; ikinci ve dava konusu olan ölçümlemenin işverenin durumunu kötüleştirmemesi gerekir. Oysa ki, dosyadaki belgelerden ilk ölçümlemenin dava konusu kesimine isabet eden miktarın ikinci ve dava konusu ölçümleme ile aşıldığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda Prim itiraz komisyonları ikinci ölçümleme işlemi kendi kararlarına uygun olarak verilmiş bulunsa dahi bu kuralı gözönünde tutmak ve buna aykırı işlemleri iptal etmek zorundadırlar.
Mahkemece bu yönden inceleme yapılmadan ve tartışılmadan karar verilmesi isabetli sayılamaz.
2- Dava konusu dönem için 7/4209 sayılı "Sosyal Sigorta İşlemleri Tüzüğünün 25 nci maddesinde belirlenen yöntemlere göre ve anılan maddedeki sıraya uyularak ölçümleme işlemi yapılacağı açıktır. Bu maddenin (A) bendinde ölçümleme işleminde de her ay için çalışan sigortalı sayısı ve bunların ücretlerini içermesi şarttır. Eğer tutanak ölçümleme yapılacak aylardan birisini ya da birkaçını yukarıda belirtilen anlamda kapsamıyorsa o aylar için bu bendin uygulama olanağı yoktur, sırasıyla diğer bentlerin uygulanması gerekir.
Kurumca ölçümleme işlemine esas alınan 4.10.1972 tarihli tutanak ise çalışan sigortalıların işe girişlerini en erken 4.7.1972 olarak göstermektedir. Bir başka anlatımla tutanak ölçümleme döneminin 14.4.1972 ila 4.7.1972 tarihleri arasındaki kesimi için hesaplamalara esas alınacak bilgileri içermemektedir. Bundan ayrıca tutanak tarihinden sonra ne kadar sigortalınn kaç lira ücretle çalıştığı da anılan tutanakla saptanmış sayılamaz.
Mahkemece bu yön gözönünde tutulmadan tüm ölçümleme dönemi için tutanaktaki bilgilerin esas alınması şeklindeki işlemin tümüyle yasaya uygun bulunduğuna karar verilmesi isabetli değildir.
3 - Konusu para ile değerlendirilebilen davalarda nısbi vekalet ücretine hükmedilir. Olayda belirli bir alacağa ilişkin prim itiraz komisyonu kararının iptali söz konusu olduğundan anılan kural gereği mahkemelerce taraflara yükletilecek avukatlık ücretinin nısbi tarifeye göre hesaplanması gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi kabul bakımından isabetli sayılamaz.
Mahkemece yapılacak iş dava konusu ölçümleme döneminin yukarıda belirtilen kesimleri için yine yukarıda belirtilen yöntemlere göre hesaplamaların bu işlemden anlar uzman bilirkişilere yaptırmak davalı işverenin kazanılmış hakkı da gözetilerek bulunacak gerçek prim borcu üzerinden prim itiraz komisyonu kararını kısmen iptaline karar vermek haklı çıkılan miktarlara ve nisbi tarifeye göre taraflara vekalet ücreti takdir etmekten ibarettir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hüküm yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.9.1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.