 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1977/4925
K: 1978/2593
T: 10.04.1978
DAVA : Davacılar, murislerinin davalıya ait işyerinde işçi olarak çalışmakta iken, meydana gelen işkazasında ölmesi üzerine, uğranılan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesini istemişlerdir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün davacılar ve davalılardan Hazine avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Hükümden sonra yürürlüğe giren 13.7.1977 günlü ve 15995 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1977 tarih 7/13398 sayılı Bakanlar Kurulu kararı gereğince sigortalıya yapılan sosyal sigorta yardımları arttırılmıştır. Sosyal Sigorta yardımlarının mükerrer ödemeyi önleme amacıyla belirlenecek maddi tazminat miktarından indirilmesi gerekmesine ve esasen bu tür tazminat davaları sosyal sigorta yardımlarıyla karşılanmayan zararın giderimini hedef tutmuş bulunmasına göre, anılan kararname ile artan sosyal sigorta yardımları dahi maddi tazminattan düşülmek gereklidir.
Bu yeni olgunun hükümden sonra ortaya çıkması, niteliği yönünden bu hukuksal zorunluğu bertaraf etmez. Bu nedenle, tarafların temyiz itirazı kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Mahkemece bundan sonra yapılacak, - Kamu düzenine ilişkin ve bundan ötürü de yargıç tarafından davanın her evresinde gözönünde bulundurulması gerekli olan son asgari ücret ayrık olmak üzere - kesinleşmiş ve kazanılmış hak durumunu almış maddi olgulara ve verilerek göre tazminatın belirlenmesi ve bundan sonra sözü edilen kararname ve şayet hüküm tarihine kadar yürürlüğe konulmuş bir başka kararname ve yasa varsa bunlar gereğince sigortalıya sağlanmış veya ileride sağlanacak bulunmuş sosyal sigorta yardımları peşin sermaye değeri Sosyal Sigorta Kurumundan sorulmak ve gelirdeki bu yeni artışlar ile artan sosyal sigorta priminin dahi maddi tazminattan indirilmek ve anılan kesinleşme ve kazanılmış hak durumunu dahi gözönünde tutularak karar vermekten ibarettir.
3 - Gerçi, manevi tazminatın miktarı konusunda yasaya kesin bir ölçü konulmamıştır ve tazminatın doğasından gelme bir zorunlukla "takdir" yetkisinin kullanılması, bir hakimden diğer hakime değişkenlik göstermektedir. Ne var ki, hakimin takdir yetkisi, bu tür davaların yasal dayanağı olan Borçlar Kanunun 47 nci maddesi gereğince "adalet"e sınırlandırılmıştır. Hakimin adalete uygun biçimde tazminatı belirleyebilmesi de - gene anılan maddenin açıklığı gereği olarak 22.6.1966 günlü ve 7/7 E., K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararıyla mahiyeti ve kapsamı aydınlığa kavuşturulmuş bulunan (özel durumlar) ın gözönünde tutulmasıyla mümkündür. Bir başka anlatımla, manevi tazminat belirlenirken dava ferdileştirilerek tazminatın miktarına etkin tüm maddi olgular, bu arada özellikle tarafların durumlarıyla kusur ve zararın derecesi ve niteliği gözönünde tutulmalıdır. Şüphesiz "özel durumlar"ın gözönünde tutulması, bu çevreye giren maddi olguların gereğince ve yeterince değerlendirilmesi gereğini de kapsar. Hal böyle olunca, bu davada, olayın oluş biçimi kusur ve zararın niteliğiyle derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, manevi tazminatın çocuklara 5.000 TL. olarak hükmedilmesi, hak ve nısfat kurallarıyla bağdaşmıyacak biçimde azdır.
O halde, davacı tarafın bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA 10.4.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.