Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E: 1976/2
K: 1976/2
T: 12.04.1976
DAVA : Davanın taraflarından biri hakkında, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 398 ve 401. madde hükümleri çerçevesinde verilen gıyap kararı kesinleştikten sonra, gaibin bir daha duruşmaya alınmayacağına dair Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 17.5.1971 gün ve 2498/4717 sayılı kararı ile; Hukuk Usulü muhakemeleri Kanununun 398. ve 401. madde hükümleri gereğince verilen ve kesinleşen gıyap kararlarının, gaibin sonradan duruşmaya girmesine engel olmadığı, ancak ayni Kanunun 402. ve 405. madde hükümleri çerçevesinde verilen işlemli (muameleli) gıyap kararları kesinleştiği takdirde gaibin sonradan duruşmaya alınmayacağı görüşünü benimseyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 12.1.1976 gün ve 9889/101 sayılı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 23.3.1965 gün, 3768/1624 sayılı, 26.1.1967 gün, 8488 sayılı, 9.1.1970 gün, 10813/108 sayılı ve Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 18.12.1959 gün ve 9572/7759 sayılı kararları arasında içtihat aykırılığı bulunduğundan bu aykırılığın içtihatların birleştirilmesi yoluyla giderilmesi için Yargıtay 1. Başkanlığına başvurulması üzerine, Yargıtay Kanununun 20. maddesinin 2. fıkrası gereğince Yargıtay 1. Başkanlık Divanı tarafından yapılan inceleme sonucunda, içtihadın birleştirilmesi yoluna gidilmesi gerektiğine karar verilmiş olmakla Yargıtay 1. Başkanlığınca Yargıtay Kanununun 17/2 madde hükmüne göre Hukuk Genel Kurulunun 12.4.1976 gün saat 9 da toplanmas uygun görülmüş, belli günde yapılan toplantıda, 5. Hukuk Dairesi ile 2., 4. ve 6. Hukuk Dairelerinin söz konusu kararları arasında içtihat aykırılığı bulunduğuna oybirliğiyle karar verildikten sonra işin esası görüşüldü:
KARAR : Yargıtay 2. 4. 6. Hukuk Daireleri kararlarında, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 398. ve 401. madde hükümleri çerçevesinde verilen ve uygulamalarda "Adi gıyap kararı" olarak adlandırılan işlemsiz (muamelesiz) gıyap kararlarının kesinleşmesinden sonra, gaibin bir daha duruşmaya alınamayacağına dair Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda bir hükme yer verilmemiş olduğu ve Usul Hükümleri kamu düzeni ile ilgili bulunduğu için, işlemli (muameleli) olarak verilen gıyap kararları açısından ancak uygulanması mümkün olan müeyyidenin, adi gıyap kararlarında uygulanmasının mümkün olamayacağı, "gaibi duruşmaya almamak" hükmünün sadece Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 405. maddesinde yer aldığı, hakimin kendiliğinden usulle ilgili kurallar koyamayacağı görüşü benimsenmiştir.
Medeni usul hukuku sistemimizde, gıyap, müessesesi kabul edilmiş ve bu müesseseyi düzenleyen hükümlere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 398 ve onu izleyen maddelerinde yer verilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 398. maddesinde "İki taraftan biri tahkikat veya muhakeme için tayin olunan günde gelmediği veya gelip de cevaptan kaçındığı takdirde hakkında gıyap kararı verilir." denilmiştir. Aynı Kanunun 401. maddesinde de "gıyap kararının verildiği celsede hiçbir işe bırakılmadan dava başka bir güne bırakılmış ise yukarıdaki maddeye göre tebliğ olunacak varakaya gaibin tahkikat ve muhakemeye devam olunmak üzere tayin olunan günde gelmesi de yazılır. Gıyap kararı,
A) Gaip muayyen günde gelirse,
B) Cevaptan kaçınmış olan o celse veya ondan sonraki celsede cevap verirse kaldırılır" hükmü yer almıştır. Görüldüğü gibi gıyap müessesesini düzenleyen, ona varlık veren temel hükümler, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 398. ve 401. maddeleri hükümleridir. Gıyapla ilgili 11. fasılda işlemli (muameleli) gıyap, bağımsız, ayrı bir müessese olarak kabul edilmemiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 399, 402, 406. madde hükümleri, gıyap kararının verildiği duruşma oturumu ile ilgili işlemlerin (muamelelerin) yapılmasını ve bu işlemlerin hüküm ve sonucunu ve geçerlilik koşullarını belirten hükümlerdir.
Gıyap kararı, duruşmaya gaibin yokluğunda devam edilmesi sonucunu doğurur. Gıyap kararı kesinleşince yasanın tanıdığı ayrık durumlar dışında - artık gaibin duruşmaya girmesi mümkün değildir. Gıyap kararı kesinleşmesine rağmen gaip, dilediği oturumda duruşmaya alınırsa, gıyap müessesesi işlemez duruma sokulmuş olur. Böyle bir durum ise, gıyap müessesesinin inkar edilmesi sonucunu doğurur. Kuşkusuz, kanun koyucunun böyle bir amaç güttüğü kabul edilemez. Aksi durumda, gıyap müessesesine, kanunda yer verilmesinin bir anlamı kalmayacaktır.
Mahkemenin çağrısına uymayan, uyuşmazlığın kısa süre içersinde ve gerçek hakka uygun biçimde, çözümlenmesine olanak sağlamayan taraf için gıyap müessesesi, bir müeyyide etkisine sahiptir. Tarihsel gelişimi, gıyap müessesesinin bu doğrultuda nitelendirilmesini gerekmektedir.
Gıyap kararı kesinleştikten sonra, gaibin bir daha duruşmaya alınmamasını, o oturumda yapılan işleme (muameleye) itiraz edilmesine bağlamanın, mantıksal açıdan açıklanması mümkün bir gerekçesi de yoktur. Gıyapta yapılmış bir işlemin (muamelenin), gaibin bir daha duruşmaya alınmasını önleyen etkisini izah etmek olanaksızdır. Diğer yandan, Hukuk Usulü muhakemeleri Kanunun 411. maddesinde "Bir davada birden çok gıyap kararı tebliğ edilmeyeceği" belirtilmiştir. Bu durumda, kendisine işlemsiz (muamelesiz) gıyap kararı tebliğ edilmiş olan tarafa, bir daha gıyap kararı tebliğ edilemeyeceği için, o tarafın sonradan gelmediği bir oturumda artık o taraf gıyabında işlem yapılmak olanağı kalmayacaktır. Çünkü, o kişiye bir daha gıyap kararı tebliğ edilemeyecektir. Görülüyor ki aksi doğrultudaki düşünce, kanun koyucunun amacının ve müessesenin varlığına ters düşmekte ve aykırı sonuçlar doğurucu bir nitelik taşımaktadır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 398. maddesi hükmü gereğince verilen gıyap kararının kesinleşmesinden sonra, gaibin bir daha duruşmaya alınmaması doğrultusundaki davranış, içtihatla yeni bir usul kuralı koymak anlamını da taşımaz. Aksine gıyap müessesesinin varlığı, doğal olarak bu sonucu doğurur.
Mahkeme kararının Yargıtayda bozulması üzerine gaibin duruşmaya çağrılması, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi hükmünün yorumu ile ilgilidir. Aynı kanunun 409. maddesinde ise, işlemden kaldırılan davanın yenilenmesi nedeniyle gaibin de duruşmaya çağrılması öngörülmüştür. O halde, bu ayrık durumlar da, aksi görüşün yasal delili olarak kabul edilemez. O halde Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin içtihadı yasaya uygun bulunmaktadır.
Bu nedenlerle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 398 ve 401. madde hükümleri uygulanmak suretiyle verilen gıyap kararı, gaibin belli günde gelmemesi ve cevaptan kaçınmış olan taraf o celse veya ondan sonraki celsede cevap vermemiş olması nedenleriyle kesinleştikten sonra, gaibin yasal ayrıcalıklar dışında bir daha duruşmaya alınamayacağına ve bu yönden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 402. maddesi hükmünün kapsamına giren işlem yapılmak suretiyle verilen gıyap kararlarından bir farklılık bulunmadığına, 12.4.1976 günlü ilk toplantıda üçte ikiyi aşan çoğunlukla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini