 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1976/3547
K: 1977/785
T: 12.10.1977
DAVA : Taraflar arasındaki mütevelli heyetinin görevine son verilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın husumetten reddine dair verilen 13.6.1975 gün ve 149-348 sayılı kararın incelenmesi davacı vakıflar tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 19.11.1975 gün ve 6728-7217 sayılı ilamıyla, (Dava, tüzel kişiliğe sahip Yedikule Rum Hastanase Vakfı aleyhine açılmış ve vakıf adına verilen vekaletname ile davalı vakıf temsil edilmiştir. MK.nun 48. maddesine göre, idare organların yaptığı tasarruflar tüzel kişiliği ilzam edeceğinden davanın anılan vakıf tüzel kişiliği aleyhine açılmasında bir usulsüzlük olmadığı halde, hilafının kabulü ile, husumetten red kararı verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili.
Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : MK.nun 78. maddesi hükmünce Vakıflar, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün teftişine tabidirler. Sözkonusu yasanın bu konuyu düzenleyen hükümleri doğrudan doğruya kamu düzeni ile ilgili olup, denetlemenin etkili bir biçimde yürütülmesi geniş ölçüde onun süratini sağlayacak uygulamaya bağlıdır. Aksi halde, kamu yararı zedelenmiş olur. O halde, gerek yasa ve gerekse, MK.nun 78/3. maddesini çıkarılmasını öngördüğü tüzük hükümlerini yorumunda bu ilkenin ışığında hareket olunmalıdır.
Olayda teftiş ve murakabe masraflardından payına düşen parayı ödemeyen mütevelli heyetini görevlerinden uzaklaştırılması istenmiş ve davada vakıf tüzel kişiliği hasım gösterilmiştir. Mahkeme davanın tüzel kişilikten başka mütevelli heyet üzerine de yöneltilmesi gerektiği nedeniyle davayı reddetmiş, özel daire kararı, davanın vakıf tüzel kişiliğine yöneltilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gereçesiyle bozmuştur.
Yukarıda açıklanan yasa hükmü uyarınca, denetlenen vakıftır ve bu itibarla da davanın vakfa yöneltilmesi isabetlidir. Bu davada mütevelli heyeti üyelerinin de davaya davalı olarak dahil edilmesi zorunluluğunun kabulü, taraf teşkili nedeniyle usuli işlemlerin yürütülmesi sonuç olarak teftişin etkili olmasını önler, veya geciktirir. Bu ise MK.nun 78. maddesi ile güdülen temel amaca aykırı düşer. Ancak şu husus açıklanmalıdır ki, mütevelli heyeti üyeleri kendileri isterlerse müdahale edebilirler. Bu nedenlerle mahkemece Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarını kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA davacı Vafıklar Genel Müdürlüğü yararına takdir olunan (1400) lira avukatlık parasının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine 12.10.1977 gününde bozmada oybirliği nedeninde oyçokluğu ile karar verildi.