Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1976/3501
K: 1978/369
T: 05.05.1978
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda : (Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 12.12.1973 gün ve 232-866 sayılı kararın incelenmesi davacı belediye vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 15.3.1976 gün ve 1697-2692 sayılı ilamiyle, (Davalı belediye başkanının önce memurun cezalandırılmasını gerektiren herhangi bir olay yok iken gerçeğe aykırı nedenlerle onun işine son verdirmesi hizmet kurallarına aykırı davranış olduğundan, bu eylemi hizmet eylemi olmaktan çıkmış kişisel kusur kapsamına girmiştir. Daha sonrada Danıştay'ca verilen kararı yerine getirmemekle bu kez ağır kişisel kusuru kapsayan bir davranışta bulunmuştur. İdare görevlisi kendisini denetlemekle görevi yargı yerine getirilmesini emretmiştir.
O halde davalının kişisel kusuru olduğu halde aksi görüşle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davacı belediye vekili avukatı
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Trabzon Belediyesi vekili, davalı belediye başkanının eski fen işleri mühendis ve fen işleri müdürünün işine son verilmesi için belediye encümeninden istekte bulunduğunu ve encümence sözü edilenin işine son verilmesine karar verilmesi üzerine belediye başkanlığı yazısıyla göreve son verildiğini, fen işleri müdürünün Danıştay'a başvurduğunu ve işlemin iptali ile tazminata hükmedildiğini, Danıştay ilamı gereği olarak müdürün belediyede göreve başlatıldığını ancak açıkta kaldığı günler karşılığı gündelik ve mahrumiyet zamlarının ödenmemesi üzerine Danıştay'da yeni bir dava açılması ile tazminata hükmedildiğini iddia ile bu suretle belediyenin uğradığı zarar tutarının davalı belediye başkanından alınmasını istemiştir. Mahkemece davalının ağır bir hizmet kusuru sabit olmadığı gibi "Kötü maksat ve niyetle, garez ve husumetle hareket ettiği veyahut açık ve kesin olan mevzuat hükümlerini bilerek ve kasten ihlal eylediğinin de gerçekleşmediği gerekçesiyle dava reddedilmiş; Özel daire davalı belediye başkanının gerçeğe aykırı nedenlerle memurun işine son verdirtmesinin hizmet kurallarına aykırı bir davranış ve bu mahiyetiyle kişisel bir eylem ve kişisel kusur kapsamına girdiği, ayrıca Danıştay'ca verilen kararı yerine getirmemesinin de daha ağır bir kişisel kusur oluşturduğu gerekçesiyle kararı bozmuş mahkeme önceki kararda direnmiştir.
Yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları ve bu organlar ile idarenin mahkeme kararlarını hiç bir suretle değiştiremeyecekleri ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyecekleri T.C. Anayasa'sının 132/3. maddesinde benimsenmiş ve hukukun genel prensipleri kapsamına temel bir anayasal ilke olduğu tartışılması caiz olmayan bir gerçektir.
Uyuşmazlığın çözümünde, hareket noktası olarak önce şu temel ilkenin açıklanması gerekir : Davalı belediye başkanının davacı idarenin uğradığı zarardan sorumlu olabilmesi için zararla davalının eylemi arasında uygun illiyet bağının gerçekleşmesi zorunludur. Şu halde evvela ödetilmesi istenilen dava konusu zararın Danıştay ilamının uygulanmamasından doğup doğmadığının incelenmesi gerekir. İşine son verilen fen işleri müdürünün Danıştay'a başvurması üzerine idari işlem iptal olunmuş ve tazminata da hükmedilmiştir. Bu davaya konu yapılan ve miktar belirtilmeden Danıştay'ca ilk ilamla hükmedilen tazminat, işine son verilen görevlinin açıkta kaldığı günler karşılığı gündelik ve mahrumiyet zamları tutarlıdır. Davalı belediye başkanı, ilk Danıştay kararı ile miktar açıklanmadan mahiyeti belirtilen tazminatın fen işleri müdürüne ödenmesini sağlasaydı belediye zararı gene doğacaktı. Başka bir anlatımla ilk Danıştay ilamının tazminata ilişkin kısmı yerine getirilmiş olsaydı dahi belediye gene zarara uğramış olacaktı. O halde zarar ile Danıştay ilamının uygulanmaması arasında uygun illiyet bağının bulunduğundan söz edilemez. Demek ki zarara neden olan başka bir olay mevcuttur. Bu da fen işleri müdürünün işine son verilmesi keyfiyetidir. Dosya kapsamına göre davalı belediye başkanının söz konusu zarardan şahsen sorumlu tutulmasını gerektirir bir huskus tesbit olunamamıştır. Hukuk Genel Kurulu'ndaki görüşmeler sırasında, ilk Danıştay ilamında miktar açıklanmamakla beraber ilamdaki esaslara göre ödenmesi gereken miktarın belirlenebileceği ve bu itibarlada davalının sorumlu tutulması gerektiği görüşü ile sürülmüş isede çoğunluk, az önce açıklanan esaslar uyarınca illiyet bağının gerçekleşmemesi ve ayrıca şu gerekçelerle bu görüşe katılmamıştır : Zararın ilk Danıştay ilamının uygulanmamasından doğduğu kabul edilse dahi ilamda aynen : "Bir haksız işlem yüzünden açıkta kaldığı süre zarfında davacının mahrum kaldığı yevmiyelerinin davalı belediyece ödenmesine" denilmiş olması itibariyle davalı belediye başkanı ödenmesi gereken miktar yönünden tereddüde düşecek durumda bulunmaktadır. Davalının az önce açıklanan durumun amil olduğu tutumuna ağır hizmet kusuru, şahsi kin, garez vs. gibi tazminat sorumluluğunu Belediye zararı gene doğacaktı. Başka bir anlatımla ilk Danıştay ilamının tazminata ilişkin kısmı yerine getirilmiş olsaydı dahi belediye gene zarara uğramış olacaktı. O halde zarar ile Danıştay ilamının uygulanmaması arasında uygun illiyet bağının bulunduğundan söz edilemez. Demek ki zarara neden olan başka bir olay mevcuttur. Bu da fen işleri müdürünün işine son verilmesi keyfiyetidir. Dosya kapsamına göre davalı Belediye Başkanının söz konusu zarardan şahsen sorumlu tutulmasını gerektirir bir husus tesbit olunamamıştır. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, ilk Danıştay ilamında miktar açıklanmamakla beraber ilamdaki esaslara göre ödenmesi gereken miktarın belirlenebileceği ve bu itibarlada davalının sorumlu tutulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de çoğunluk, az önce açıklanan esaslar uyarınca illiyet bağının gerçekleşmesi ve ayrıca şu gerekçelerle bu görüşe katılmamıştır. Zararın ilk Danıştay ilamının uygulanmamasından doğduğu kabul edilse dahi ilamda aynen : "Bir haksız işlem yüzünden açıkta kaldığı süre zarfında davacının mahrum kaldığı yevmiyelerinin davalı belediyece ödenmesine" denilmiş olması itibariyle davalı belediye başkanı ödenmesi gereken miktar yönünden tereddüde düşecek durumda bulunmaktadır. Davalının az önce açıklanan durumun amil olduğu tutumuna ağır hizmet kusuru, şahsi kin, garez vs. gibi tazminat sorumluluğunu gerektirir bir unsur izafesi gene tüm dosya kapsamına göre mümkün görülememiştir. Yargıtay İcra İflas Dairesi'nin : Tazminata ilişkin ilamın infaz kabiliyeti bulunmadığı yolundaki 25.10.1968 gün ve 9334-9786 sayılı onama kararı bu değerlendirmenin yerinde bulunduğunu göstermektedir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararının onanması gerekir.
Temyiz itirazlarının reddi ile yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararının (ONANMASINA), ve (15.00) kuruş ilam harcının temyiz edenden alınmasına 5.5.1978 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini