 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1976/3472
K: 1978/192
T: 01.03.1978
DAVA : Taraflar arasındaki mirasın reddinin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 26.3.1975 gün ve 1973/813-1975/183 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 6.11.1975 gün ve 8046-8423 sayılı ilamiyle, (Miras bırakanın karısı Maide'nin, muristen kalan telefonu kullandığı ve terekeyi benimsediği anlaşıldığından ona ilişkin kararın onanmasına, ancak reşit olmayan diğer davalılar Dona ve Vasiliki'yi annelerinin davranışı bağlamayacağından hükmün onlara ilişkin bölümünün isabetsiz olduğu) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden Davalılar vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Mahalli mahkeme, davalıların miras bırakandan kalan telefondan yararlandıklarının sabit olduğu gerekçesiyle mirasın reddi hakkındaki kararı iptal etmiş özel daire davalılardan Maide'nin telefonu gizliyerek kullanmakla terekeyi benimsediği ve bu itibarla da red hakkını yitirdiği bunun sonucu olarakta onun hakkındaki kararda isabetsizlik bulunmadığını açıkladıktan sonra Dora ile Vasiliki'nin reşit olmadıklarından analarının davranışının onları bağlamayacağı gerekçesiyle bu son ikisi hakkındaki kararı bozmuştur. Mahkeme davanın açılış tarihinde her iki çocuğunda reşit oldukları ve onlarında anneleri ile birlikte telefonu kullandıklarının anlaşıldığı gerekçesiyle önceki kararda direnmiştir. Hukuk Genel Kurulu'ndaki görüşmelerde önce, mahalli mahkeme ile özel dairenin miras bırakana ait telefonu kullanmasının terekeye tesahüp anlamına geleceği noktasında görüş birliğinde bulunmalarına göre davacı banka yararına usuli kazanılmış hakkın gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmış ve 10.2.1978 gününde ilk görüşmede üçte ikiyi geçen çoğunluk usuli kazanılmış hakkın çocukların red hakkını yitirip yitirmedikleri konusunda oluşabileceği, bu yönde bir kazanılmış hakkın gerçekleşmediği, aksine netice itibariyle bu yönün mahkeme ile özel daire arasında tartışmalı bulunduğu gerekçesiyle usuli kazanılmış hakkın doğmadığı sonucuna varmıştır.
İşin esasına gelince: Telefon miras bırakan adına kayıtlı olup miras bırakan idare ile yaptığı sözleşme uyarınca yararlanma hakkına haizdir. Onun ölümü ile mirasçıların ücreti karşılığında telefondan yararlanmaları terekeye tesahüp anlamına gelmez. O halde, mirasçı olan iki çocuğun mirası red hakkını yitirdiklerinden söz edilemez. Bu nedenlerle direnme kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itarazlarının kabulü ile direnme kararının yukarda gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, esas yönünden 1. görüşmede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 1.3.1978 gününde 2. görüşmede salt çoğunlukla karar verildi.