 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1976/3424
K: 1977/781
T: 12.10.1977
DAVA : Taraflar arasındaki evlatlık aktinin ve tapuların iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda (İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 3.10.1975 gün ve 32-488 sayılı kararın incelenmesi davacı hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 22.1.1976 gün ve 9324-424 sayılı ilamıyla,
(Uyulan bozma kararında dosyanın Adli Tıp Müessesesine gönderilmesi denmiştir. Bunun anlamı, hüküm gününe kadar toplanmış delillere göre rapor alınmasıdır. Nitekim Adli Tıp bu hususta rapor vermiştir. Davalı tarafın yeni delilleri alınması ve bununla da yetinilmeyerek tanık dinlenerek dosyanın yeniden Adli Tıbba sevki sonucu, ilk raporun tam tersi yeni rapor alınarak bu son rapora göre davanın reddi isabetsizdir.
Adli Tıbbın ilk raporuna değer verilmesi icabederken, bozma kapsamı dışına çıkılarak ve özellikle bozmaya uyulmakla meydana gelen kazanılmış hak zedelenerek davanın reddi uslu ve yasaya aykırıdır) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı Hazine vekili.
Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Özel daire mahkeme kararının aynen "Dosyanın Adli Tıp Meclisine gönderilmesi gerek tanık sözleri ve gerekse dosyada mevcut raporlar karşısında Paraşkevi Elikeverin iptale konu evlatlık sözleşmesini yaptığı tarihte bu tasarrufa ehil olup olmadığı hususunda tıbbi mütalaa alınması, sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemiş bulunması uslu ve yasaya aykırıdır" gerekçesiyle 4.12.1977 gününde bozmuştur. Mahkemece bu bozma kararına uyulmuştur. Bozma kararına uyulmakla orada açıklanan biçimde araştırma ve inceleme yapılması ve gene orada benimsenen hukuki esaslar uyarınca karar verilmesi konusunda usuli kazanılmış hak doğar. Olayda, yukarıda da açıklandığı üzere bozmaya uyulduğuna göre, az önce belirtilen hukuki esaslar uyarınca hüküm gününe kadar toplanan deliller göz önünde tutularak Adli Tıp Meclisi'nce verilen rapor hükme esas alınmak icap ederken yeni delilleri dikkate alan Adli Tıp Meclisi'nin sonraki raporuna dayanılması isabetsizdir. Bu nedenlerle mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA davacı Hazine yararına takdir olunan (1400) ila avukatlık parasının davalıdan alınıp, davacı hazineye verilmesine, 12.10.1977 gününde oyçokluğuyla karar verildi.