 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1976/1938
K: 1977/387
T: 15.04.1977
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Ankara 6. İş Mahkemesi)nce, davanın reddine dair verilen 5.11.1973 gün ve 293-2348 sayılı kararın incelenmesi davacı kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 28.12.1973 gün ve 5199-3850 sayılı ilamiyle, "İşveren 2/14637 sayılı ve 12.11.1940 tarihli işçilerin sağlığını koruma ve iş emniyeti nizamnamesinin 32/f maddesindeki yükümlülüğe uymamıştır. ... Kurumun gerek yersiz ödemelerle karşılaşmasını önlemek ve gerekse diğer sigortalıların sağlık durumlarının korunması gayesiyle konulmuş olan hükümler nazara alınmadan garsonluğun ağır ve tehlikeli işlerden bulunmadığından ve olayla ilgisi olmayan 506 sayılı Yasanın 26. maddesinden bahisle davanın reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır" gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı kurum vekili.
Hukuk Genel Kurulunca, incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : 506 sayılı SSK.nun 41. maddesi hükmünce "Çalışma mevzuatına göre sağlık raporu alınması gerektiği halde böyle bir rapora dayanmaksızın veya eldeki rapora aykırı olarak bünyece elverişli bulunmadığı işten çalıştırılan sigortalının bu işe girişinden önce var olduğu tesbit edilen veya bünyece elverişli bulunmadığı işte çalıştırılması sonucu meydana gelen hastalığı için kurumca yapılan hastalık sigortası masraflarının tümü işverene ödettirilir." Bu madde ile gönderme yapılan düzenleyici kurallar kapsamında mütalaası ve olayda uygulanması gereken 2/146377 sayılı İşçilerin Sağlığını Koruma ve İş Kaniyeti Nizamnamesinin 32/f maddesi uyarınca bir iş yerine yeniden girecek işçilerden bulaşıcı hastalık bulunmadığı hakkında sağlık raporu alınması icabeder. Dosya kapsamından işverenin bu yükümlülüğe uygun hareket etmediği ve diğer taraftan da işyerinde garson olarak çalışan işçinin akciğer hastalığına işe girmeden önce tutulduğu anlaşılmaktadır. Şu husus önemle belirtilmelidir ki, çalışma mevzuatı ile getirilen kurallarla güdülen amaç dikkate alındığında, 506 sayılı Yasanın 41. maddesinde öngörülen rapor alınması zorunluluğu yönünden ağır ve tehlikeli işlerle, bu nitelikte olmayan işler arasında bir ayırım yapılması düşünülemez. Bu nedenlerle özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA 15.4.1977 gününde oyçokluğu ile karar verildi.