Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1976/1880
K: 1976/2135
T: 04.06.1976
DAVA : Davalı E.K.İ. Kurumu vekili tarafından verilen 12.3.1976 günlü dilekçe ile (özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. yüce heyetinizce uyulması gerekli görülen özel daire bozma kararında sadece sigorta tahsislerinden bahsolunmakta ücrete ilişkin her hangi bir bozma bulunmamaktadır. 19.11.1975 gün ve 975/10 - 524/1371 sayılı kararın özel daire bozma ilamına uygun şekilde tavzihini) istemiş olmakla dosya incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca kararın baş tarafına yanlışlıkla aynı gün bakılan seri dosyalardan diğer gruba ait karar başlığının alınmış bulundğu anlaşılmıştır. Gerçekte özel daire 20.2.1975 gün ve 975/1712-961 sayılı kararla aynen (meslek hastalığına uğrayan sigortalı işçi ya da hak sahipleri tarafından iş verene karşı açılan bu tür davalar, -Yargıtay kararlarında genellikle yer alan bir anlatımla- , Sosyal Sigorta Yasalarınca kendilerine sağlanmış Sosyal Sigorta yardımları ile karşılanmayan zararların giderimi "tazmini" ilkesine dayanmaktadır. Sosyal Sigortalar Kurumunca sağlanmış ve Sosyal Sigorta yardımları gözönünde tutulmaksızın açılmış davalarda bu yardımların karşılığının belirlenen tazminat miktarından inidiriminin de nedeni budur. Bu bakımdan bu konuda önemli olan kurumun eylemi olarak "fiilen" sağlanmış bulunduğu yardımlar ve onların karşılığıdır, yoksa, bilirkişilerce saptanmış yardımlar karşılığı değildir. Bunun tersi durumda bilirkişinin kurumun gerçekte sigortalı işçiye sağlamış olduğunun altında bir Sosyal Sigorta yardımını saptaması ve böylece bilirkişi düşüncesine dayanılarak verilecek kararda bir kesim Sosyal Sigorta yardımlarının karşıladığı zararların dahi giderilmesi yolunda tazminata hükmedilmesi olasılığı vardır. Burada bu biçim yargı işleminin kurumun eylemli olarak sigortalı işçiye sağlamış bulunduğu yardımların karşılığına ilişkin rücu davalarında bir takım güçlüklere meydan vereceği yönünü de gözönünde bulundurmak gerekir. Zira 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 26. maddesine göre kurum, -koşullarının gerçekleşmesi durumunda- sigortalı işçi ya da hak sahipleri için yapmış ve ileride yapacak olduğu giderler ile bağladığı gelirin sermaye değeri toplamını işverenden istemek hakkına sahiptir.
Bu nedenle tazminattan indirilmesi gereken Sosyal Sigorta yardımlarının karşılığının bilirkişi aracılığı ile saptanması isabetli sayılamaz. Mahkemece yapılacak iş kararın verilmesine en yakın bir tarihe kadar 506 sayılı Sosyal Sigorta Kanunu ve sonradan yürürlüğe konulmuş Sosyal Sigorta Yasaları gereğince sigortalı işçiye kurumca sağlanmış ve sağlanacak Sosyal Sigorta yardımları karşılığının -şayet tazminat davasında giderler istenmemişse yalnız bağlanmış gelirin sermaye değerinin - kurumdan sorulması, gelen cevabın doğruluğuna yöneltilmiş itiraz yoksa cevap bildirilen miktarın belirlenen tazminattan indirilmesi davalı yararına doğmuş kazanılmış usuli hak durumu varsa bunun gözönünde tutulması ve sonucuna göre karar verilmesidir. O halde davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır) gerekçesi ile davalının sair temyiz itirazlarını reddederek mahalli mahkeme kararını bozmuştur.
Şu hale göre davalı vekilinin tavzih isteği yerinde bulunduğunda tavzihi istenilen Hukuk Genel Kurulu kararına alınan özel daire kararının çıkarılıp onun yerine yukarıya metni aynen alınan özel daire bozma kararının konması ve kararın bu suretle tavzihi uygun görülmüştür.
SONUÇ : Davalı idare vekilinin isteğinin kabulü ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.11.1975 gün ve 975/10-524-1371 sayılı kararının baş tarafında yazılı daire kararının çıkarılıp yukarıya metni aynen alınan özel daire bozma kararının çıkarılıp yukarıya metni aynen alınan özel daire bozma kararının konması suretiyle Hukuk Genel Kurulu kararının (TAVZİHİNE), 4.6.1976 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini