 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1976/1727
K: 1977/218
T: 09.03.1977
DAVA : Taraflar arasındaki manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Erzincan Asliye Hukuk Mahkkemesi)nce, davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.9.1972 gün ve 348 - 936 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 29.12.1972 gün ve 7741 - 7446 sayılı ilamıyla (Medeni Kanunun 143. maddesine göre boşanmaya sebebiyet veren hadiseler karı veya kocanın şahsi menfaatlerini ağır surette haleldar etmiş ise hakim manevi tazminata hükmedebilir. Maddedeki şahsi menfata ibaresi Medeni Kanunun 24. maddesine matuftur. İlmi ve kazası içhitatlara göre şahsi menfaatten maksat matuftur. İlmi ve kazası içtihitalara göre şahsi menfaatten maksat şahsiyet, şeref, nesep, sıhhat gibi şahsa bağlı haklardan. Boşanmaya seben olan olayların şahsiyet haklarını ağır surette ihlal etmesi halinde davacı kabahatsiz olur, karşı tarafta olayların meydana gelişinde ağır kusurlu durumda bulunursa hakim tazminata hükmedebilir. Yasa sırf boşanma hali başlı başına tazminat isteme hakkını vermez. boşanmaya sebebiyet veren olayların meydana gelişinde kadın kabahatsiz ise de bu olaylar davacı kadının şahsiyet haklarına tecvavüz şeklinde tavsife asla müsait değildir. Mahkemece maddeye yanlış anlam verilerek manevi tazminata karar verilmiş olmasında isabet yoktur) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
temyiz eden ve duruşma isteyen: Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki kağıtlar okunup gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı kadın 30.3.1972 günlü dava dilekçesiyle geçemsizlik nedeniyle boşanma ve 2.6.1972 günlü dilekçesiyle de Medeni Kanunun 413/2. maddesine dayanarak 50.000 lira manevi tazminat talebinde bulunmuş ve davalar birleştirilmek suretiyle yargılama yapılmıştır. Tazminat davasına dair dilekçede davalı tarafından davacıya gönderilen mektuplarla davacının şahsi menfaatlarının ağır bir surette ihlal olunduğu ileri sürülmüş ve bu mektuplar davaların birleştirilmesinden sonra mahkemeye delil olarak ibraz edilmiş, mahkeme bu mektuplarla sair delillere dayanarak boşanmaya ve davacının şahsi menfaatlarının davalı tarafından yazılan mektuplarla ağır şeklide ihlal olunduğu gerekçesiyle 30.000 lira manevi tazminata hükmetmiştir. Medeni Kanunun 143. maddesinin ikinci fıkrasına göre boşanmaya sebebiyet vermiş olan hadiseler kabahatsız kararı veya kocanın şahsi menfaatlarının ağır bir surette haleldar etmiş ise hakim manevi tazminat namıyla muayyen bir meblağa hükmedebilir. Diğer taraftan Medeni Kanunun 143/2. maddesi uyarınca manevi tazminata hükmedebilmek için karşı taraf bakımından Borçlar Kanununun 49. maddesinde olduğu gibi kusurun özel ağırlığı da aranmaz.
Davacı kadının kabahatsiz olduğunda mahkeme ile özel daire arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacının davalıya yazdığı mektuplardan birisinde kullandığı sözler davacının şahsi menfaatlerini ağır bir surette haleldar edici nitelikte olup mahkeme boşanma sebepleri arasında söz konusu mektuptaki sözleri de kararın gerekçesinde belirtmiş ve kararın boşanmaya ilişkin kısmı kesinleşmiştir. Şu duruma göre mahkemece manevi tazminat koşullarının varlığının kabulü ile tazminata hükmolunmasında ve bu husustaki kararda direnmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından direnme kararının bu kısmına yöneltilen temyiz itirazlarının reddine, hüküm altına alınan manevi tazminatın miktarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın özel daireye gönderilmesinde karar verilmesi gerekir.
SONUÇ : Yukarda belirtilen sebeplerle manevi tazminatın koşullarına ilişkin direnme uygun bulunduğundan direnmeye yöneltilen temyiz itirazlarının reddiyle tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine birinci görüşmede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 9.3.1977 gününde ikinci görüşmede yarıdan fazlayı geçen çoğunlukla karar verildi.