 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1976/520
K: 1976/537
T: 20.12.1976
DAVA : Gece bekçisi bulunduğu sırada fitre paralarını zimmetine geçirmekten sanık (E)nin yapılan yargılaması sonunda; Hükümlülüğüne ilişkin Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 27.4.1976 gün ve 2118/2034 sayılı ilamıyla bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeyi kapsayan 5.10.1976 günlü son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş, koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 26.11.1976 gün ve 5/3437 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Gece bekçisi bulunduğu sırada fitre paralarını zimmetine geçirmekten sanık (E) hakkında yapılan yargılama sonunda; TCK'nun 202/2,80,227/son maddeleri gereğince mahkumiyetine ilişkin hükmü özel daire; 772 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanununun 41. maddesinde çarşı ve mahalle bekçilerinin hizmet ve görevleri dışında her ne suretle olursa olsun çalıştırılamayacakları 4. maddesinde de güvenlik veya kamu düzeni bakımından gecikmede sakınca bulunan fevkalede hallerde vali ve kaymakamların vereceği emirle gündüz de çalıştırılabilecekleri açıklanmış bulunmasına göre, sanığa görevi icabı tevdi edilmiş bir para olmadığı nazara alınarak ve Türk Hava Kurumu Başkanlığının 12.12.1974 günlü C.Savcılığına müracaat yazısında sanığın fitre toplamaya istekli olduğunu bildirmek suretiyle vaki başvurması üzerine kendisine bu hizmetin tevdi edildiği ve bekçilere yaptırdıkları bu işler karşılığında % 25 hisse verildiğinin Türk Hava Kurumu Ankara Şubesi Başkan vekili (S) nin ilk soruşturmada alınan ifadesinde belirtildiği anlaşılmakta, aralarında bir hizmet aktinin mevcudiyeti de gözönünde bulundurularak eylemin T.C.K.nun 510. maddesine mümas hizmet sebebiyle emniyeti suiistimal suçunu teşkil edeceği nazara alınmadan yazılı madde ile hüküm tesisini yasaya aykırı bularak bozmuş, mahkeme ise ileri sürdüğü bazı gerekçelerle evvelki kararında direnmiştir.
1 - Dosyaya ve toplanan delillere nazaran olay gece bekçisi olan sanığın Türk Hava Kurumu'nun yetkili organları ile anlaşarak % 25 hisse karşılığı toplanmak üzere bu kurumdan aldığı fitre zarflarının içindeki paralardan bir kısmını zimmetine geçirmekten ibarettir.
Halen yürürlükte olan 23 Teşrinisani 331 tarihli Cem'i İanat Nizamnamesinin 10. maddesi; "hidamati - umumiye ve mahalliye ve belediye veyahut donanma ... ve Hilüali Ahmer ve emsali cemiyetler nam ve menfaatlerine olarak işbu nizamnameye ve cemiyeti mezkurrenin nizamatı mahsusasına tevfikan iane suretiyle cem edilen sukut ve esham ve emval ve emlaki temellük eden veya zimmetlerine geçirenlerle itlafı helak edenler hakkında emvali umumiyeyi Devleti temellük ve zimmetine geçiren veya itlaf ve helak eyleyenlere mahsus olan ahkamı cezaiyenin" uygulanacağını emreder.
Görülüyor ki maddede, zimmet failinin sayılan müesseselerin, yetkili ve asli memuru olması koşulu aranmamaktadır. Hizmet geçici de olsa görevliye tevdi olunan para veya para hükmündeki evrak ve senetleri vesair malları zimmetine geçiren şahsa T.C.K.nun 202 ve koşulları varsa müteakip maddeleri uygulanabilecektir.
Bu durumda kuruluş statüsüne nazaran Türk Hava Kurumunun, Cem'i İanat Nizamnamesi'nin 10. maddesi kapsamında bir cemiyet bulunduğuna bekçi de kendi arzusu ile anlaşmalı olarak boş fitre zarflarını bir bölgede dağıtıp sonra toplama görevini bir menfaat karşılığı üzerine aldığına ve bu paraları da kısmen zimmetine geçirdiğine göre, eylemin T.C.K.nun 202. maddesinde kaldığının kabulü zorunludur.
772 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu'nun 4 ve 41. maddeleri, bekçileri ücretsiz ve asli görevlerini sekteye uğratacak görevlerin kabulüne zorlanmalarını önlemek için getirilmiştir. Eylem ise bekçinin görevi ile bağlı değildir ve aynı fiil herhangi bir görev sahibi olmayan halktan bir kimse tarafından da irtikap edilse zimmet suçunun oluşacağında tereddüt bulunmamaktadır.
Bu itibarla mahkemenin eylemi adi zimmet olarak niteleyen kabul ve takdiri dosya ve deliller kapsamına ve sonuç olarak yasaya uygun bulunduğundan sanığın temyiz itirazlarının reddiyle T.C.K.nun 202/2,80 ve 227/son maddeleriyle mahkumiyette direnmeye ilişkin hükmün onanmasına karar verilmelidir.
2 - Çoğunluğa karşı olan görüş ise; Cem'i İanat Nizamname'sinden sonra yürürlüğe konan 772 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu'nun getirdiği kesin ve emreddiği hükümlerinin bekçiler yönünden nizamnameyi yürürlükten kaldıracağının kabulü gerekmesine, esasen kurum tarafından bu işin bu sanığa bekçilik görevinden yararlanacağı düşünülerek verilmiş bulunmasına ve dosya ve deliller muhtevasına göre; mahkemenin özel daire bozma ilamına uyarak doğrultusunda bir karar verecekken direnme hükmü kurması yasaya aykırı görüldüğünden bozulmasına karar verilmesi gerektiği yolundadır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle tebliğnamedeki isteğe aykırı olarak direnme hükmünün ONANMASINA, depo parasının gelir yazılmasına 20.12.1976 gününde üçte iki çoğunlukla karar verildi.