 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1976/289
K: 1976/296
T: 21.06.1976
DAVA : 6136 sayılı kanuna muhalefetten sanık (R) nin bu yasanın 13. maddesi gereğince bir sene müddetle hapis ve 500 lira ağır para cezası ile tecziyesine, suç konusu eşyanın zoralımına, tecil isteğinin reddine ilişkin mahkumiyet hükmünü, özel daire : 1 - Sanık vekilinin 647 sayılı yasa ile ilgili isteğinin 5. maddeyi de kapsar nitelikte olduğunu, bu nedenle ağır para cezasının taksitlendirilmesi konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin
2 - Kefalet akçesinin ne zaman iade edileceğinin karar yerinde gösterilmemesinin yasaya aykırı olduğu düşüncesiyle bozmuş, mahkeme ise taksitlendirme işleminin 647 sayılı yasanın 5. maddesinin 8. fıkrası uyarınca infaz sırasında Cumhuriyet Savcısı tarafından da yapılabileceğini ileri sürerek ve sair gerekçelerle eski hükümde direnmiştir.
Sanık vekilinin duruşmanın son celsesinde tesbit edilen son savunmasınada müvekkilinin 647 sayılı kanun hükümlerinden yararlandırılmasını, açık bir şekilde talep ettiği görülmüştür. Talep olduğuna göre, mahkemenin bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar vererek talebi karşılaması zorunludur.
Cezaların infazı hakkındaki 647 sayılı yasanın 5. maddesinin 3. fıkrası (mahkeme gerekli gördüğü takdirde, hükmedeceği para cezasının, tayin edeceği sürelerde ve belirli taksitlerde ödenmesine de karar verebilir. Ancak taksitlerden birinin süresin de ödenmemesi halinde geri kalan miktarın tamamının tahsili gerektiğini de kararda gösterir.
Taksit süresi iki yıl geçemez ve taksit miktarı 4 den eksik olamaz.) hükmünü amirdir.
Maddenin bu amir hükmü ve özellikle taksit miktarının 4 den aşağı olamayacağına dair sarahati karşısında, mahkemenin para cezasının tahsilinde taksit öngörmedikleri takdirde, para cezalarının üç taksitte ödeneceğine dair ve tamamen infaza ait maddenin 8.fıkrasına dayanarak, talep hakkında bir karar vermemeleri ve kefalet akçesinin ne zaman iade edileceğinin de hüküm yerinde göstermemeleri yasaya aykırıdır.
Bu nedenlerle sanık vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün gösterilen sebeplerden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne karşı olan (İ.Ö.) : Sanık vekilinin isteğinin 647 sayılı yasanın 5. maddesi hükmünün uygulanmasını da kapsar nitelikte olmadığını ileri sürerek çoğunluk görüşüne katılmamıştır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle tebliğnamedeki istem gibi direnme hükmünün BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine 21.6.1976 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.