 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1976/224
K: 1976/277
T: 14.06.1976
DAVA : Bıçakla öldürmeye tam teşebbüsten sanık (M)nin yapılan yargılaması sonunda; suçu yaralama olarak kabul edilip TCK.nun 456/4, 457/1. maddesince cezalandırılmasına ilişkin hükmü, özel daire; (olay günü sanığın, mağdur müdahil (C)nin çalışmakta olduğu yazıhaneye girdiği, onunla bir hafta önce aralarında geçen olayı tartışmaya başladığı ve bu tartışma esnasında sanığın bıçağını çekerek mağdurun hayati önemi haiz vücut bölgesini hedef alarak muhtelif yerlerinden yaraladığı, son hamlesini yaptığı sırada tanık (F)nin sanığın bıçaklı elini tuttuğu ve mağdurun da bu fırsattan istifade ederek olay yerinden kaçtığı, olayın akışından, tanıkların şahadetlerinden, doktor raporları ve Adli Tıp Meclisi mütalaasından açıkça anlaşılmış, sanığın mağduru hayati önemi haiz vücut bölgesinin hedef gözeterek müteaddit yerlerinden yaralaması öldürme kastını açıkça gösterdiği gibi, yaraların derin olmaması, mağdurun sanık tarafından yaralanmasına tanık (F) tarafından mani olunması, hedefin insiyaki olarak kendisini korumasından ileri gelmiş bulunmasına rağmen elinde olmayan mani sebepler yüzünden icrai hareketlerine devam edemeyen sanık hakkında 448, 62. maddeleri yerine 456/4, 457/1. maddeler ile ceza tayini suretiyle suç vasfının tayininde hataya düşülmesi) isabetsizliğinden bozmuş ve mahkeme ie bazı gerekçelerle evvelki hükümde direnmiştir.
Toplanan delillere ve dosyaya göre, sanığın mağdurun göğüs bölgesine tevcih ederek yaptığı üç darbede bıçak sadece bir santim içeriye girmiş, hayati tehlike bölgesine yöneltilmesi tek başına öldürme kastını göstermez. Zira o bölgede de yaralama olabilir. Öldürme kastının darbenin şiddet ve öldürücü derecede olması ve sonucun alınmasını önleyen bir engelin bulunması gibi maddi vakıalarla açıklığa kavuşması gerekir. Olayımızda bu durumu gösteren kesin ve yasal kanıt elde edilememiştir.
Bu bakımdan C. Savcısının temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun bulunan direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme hükmünün istek gibi ONANMASINA 17.5.1976 gününde gerekli yasal çoğunluk sağlanamadığından 14.6.1976 gününde yarıdan fazlayı geçen çoğunlukla karar verildi.