 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1976/208
K: 1976/212
T: 26.04.1976
DAVA : 1567 Sayılı kanuna aykırı davranıştan sanık Ali ve Cemile'nin yapılan yargılamaları sonunda ; hükümlülüklerine ilişkin İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen 6.11.1975 günlü hüküm sanık Ali ve katılanın temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince incelenerek 19.1.1976 gün ve 9570/9353 sayılı ilamiyle bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeyi kapsayan 12.3.1976 günlü son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi C.Savcısı katılan ve sanıklar vekilleri tarafından istenilmiş katılan ve sanıklar yönünden koşulları yerine getirilmiş olduğundan dosya C.Başsavcısı'nın hükmün bozulması istemini bildiren 14.4.1976 gün ve 7/3271 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : 1567 sayılı Türk Parasının kıymetini koruma hakkındaki kanunun 3/A. maddesine muhalefetten sanık Ali ve Cemile hakkında verilen mahkumiyet hükmünü özel daire; Maliye Bakanlığınca veya yetkili kıldığı mercilerce C.Savcılığına yazılı müracaatta bulunarak müdahil sıfatı kazanılmamış bulunmasına göre, hazine vekilinin 22.10.1975 tarihli müdahale talebi hakkında bir karar verilmemesi yolsuzluğundan bozmuş mahkeme ise, bazı gerekçelerle önceki hükümde direnmiştir.
1567 sayılı yasanın 4. maddesinin son fıkrası Maliye Vekaleti; vekaletin veya tavzif edeceği mercilerin Cumhuriyet Savcılığına yazılı müracaatta bulunmasıyle, müdahil sıfatını iktisap eder. hükmünü getirmiş bulunmaktadır. Bu kural, hazırlık soruşturmasında dahi davaya katılma hususunda yeni bir ilkeyi açıklığa kavuşturmaktadır. CMUK.nun 365. maddesindeki katılma koşulları 1567 sayılı yasanın 4/son maddesiyle ayrı bir biçimde düzenlenmiş Maliye Bakanlığı'nın gerek kendisinin ve gerekse görevlendireceği organlarına C.Savcılığına yazılı başvurmaları halinde de müdahil sıfatını kazanacağı kabul edilmiştir.
Davaya katılma isteğinde bulunan hazine vekili, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünün avukatı olup 1567 sayılı yasanın 4. maddesindeki Bakanlığın tavzif ettiği görevlilerdendir. Bu bakımdan 4353 sayılı kanunun 26. maddesine göre Bakanlık adına müraacatta bulunmasının geçerli sayılması gerekir. Başvurmanın hazırlıkta katılma sıfatını kazandırdığına göre, duruşmada yapılan yazılı başvurmanın da müdahillik hakkını kazandırması yasa koyucunun getirdiği özel hükümlerdeki amacına uygundur.
Bu bakımdan direnme doğru bulunduğundan esasın incelenmesi için dava dosyasının özel daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne karşı olan düşünce ise; Maliye Bakanlığınca veya yetkili kıldığı mercilerce C.Savcılığına yazılı başvurma yapılarak katılma sıfatı kazanılmadığına göre hazine vekilinin 22.10.1975 katılma isteği hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden direnme hükmün bozulması yolundadır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle isteğe aykırı olarak direnme hükmü doğru bulunduğundan esasın incelenmesi için dosyanın 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere C.Başsavcılığına tevdiine 26.4.1976 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.