 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1976/1-149
K: 1976/159
T: 29.3.1976
765/m.450
Adam öldürmekten sanık Bünyamin'in yapılan yargılanması sonunda hükümlülüklerine ilişkin Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 23.12.1975 günlü hüküm, katılanlar ve sanık Bünyamin'in temyizleri üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesince incelenerek bozulmasına dair verilen 3.3.1976 gün ve 538/823 sayılı ilama karşı C.Başsavcılığınca, 1. Ceza Dairesinin bozma kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün tebliğnamenin 3 numaralı bendi gereğince de bozulması istemini bildiren 16.3.1976 gün ve 48 sayılı itiraznamesiyle dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : M. İlarslan Z. İlarslan, eşi D. ilarslan, F. İlarslan ve Ü. İçöz'ü kan gütme saikiyle ve taammüden öldürmekten sanık Bünyamın'in TCK.nun 450/5-10, 55/1, 1803 sayılı Af Yasasının 1/C ve 9. maddeleri gereğince sonuç olarak 8 sene ağır hapsine mütemmim cezasının ortadan kaldırılmasına ilişkin hükmü özel daire, ... Ancak Olaydan 6 ay kadar önce sanık Bünyamin'in babasını maktul eşinin oğlu Veli ve Ümmühan'ın oğlu Şevket'in öldürdüğü bu yüzden iki aile arasında husumet doğduğu ve bu husumetin dava ettiği sırada sanığın babasının öcünü almaya karar vererek olay günü pusuya girdiği ve babasını öldürenin anaları ile yakınlarının geldiğini görmesi üzerine av tüfeğiyle ateş ederek maktulleri birbirini takiben kaçmalarına rağmen taammüden ve kan gütme saikiyle öldürmüş olduğu iddia ve ikrarı doğrulayan tanık sözleri ile anlaşılmış olmasına göre sanığın maktullerin herbirini taammüden ve kan gütme saikiyle öldürmekten 450/4 ve 10. bentlere göre tecziyesi gerekmesine rağmen, idam cezasına müstelzim olmayan birden ziyade, kasten adam öldürmek suçlarını işleyenler hakkında uygulanması gereken 450/5. maddenin uygulanması suretiyle 5 idam cezası yerine tek bir idam cezasının verilmesi ile iktifa edilmesi... ni yasaya aykırı bularak bozmuştur.
C.Başsavcılığı itirazında özetle : TCK.nun maddesinin 5. bendinde yer alan içtima hükmü suç ve cezaların içtimai hususundaki genel kurallara bir istisna teşkil etmektedir. Birden ziyade kimseleri öldürmek, öldürülen kişi adedince müstakil suç işlemek olduğu halde, bu maddeye göre faile tek ceza tayin edilmesi gerekmektedir. Özel dairenin bugüne kadar olan uygulamalar da bu yönde olduğu gibi 30.4.1974 gün ve 42/14 sayılı içtihadı birleştirme kararı da bu fikrimizi teyit etmektedir.
Bu itibarla sanığın TCK.nun 450. maddesinin 4, 5 ve 10. bendlerine göre tecziyesi gerekirken bozma ilamının 2 numaralı bendinin ( e ) fıkrasında yazılı şekilde bozma kararı verilmesi usul ve kanuna aykırı görüldüğünden özel daire kararının kaldırılması ve hükmün tebliğnamedeki istek gibi bozulması istenilmiştir.
1 - TCK.nun 450. maddesi kasten adam öldürme cürmünün mevsuf bir halini diğer ve açık bir deyimle hangi hallerinde idam cezası verileceğini göstermektedir.
Bu maddenin her bir bendinde mevcut haller esasen idam cezasını mucip olduğundan 5. bendinin aynı maddedeki diğer mevsuf adam öldürme cürümlerine şamil olduğu düşünülemez. Aksi halde ceza mantığı ile bağdaşmayan sonuçlara ulaşabilir; taammüden veya kan gütme saikiyle aynı olayda iki kişinin öldürülmek istenmesinde biri ölse diğeri için eylem teşebbüs halinde kalsa, içtihadı birleştirme kararı karşısında 5. bend uygulanmayacaktır. ( 30.4.1941 tarih 42/14 sayılı Tev.İç )
Konu idam cezası verilmekle kalsa idi bir uyuşmazlık bulunmayacaktır. Ancak türlü sebeplerle olayımızdaki gibi cezanın nev'i değiştiği takdirde 5. bend, maddenin diğer bendlerindeki hallerine de uygulanır gibi bir düşünce bizi yasa koyucunun amacını aşan bir kabule götürür. Zira; kan gütme saiki ile iki kişiyi öldüren bir idam cezası alacak yasal ve takdiri indirici sebeplerle bir ceza tertiplenecekken, öldürülmesi murat edilenlerden bir diğeri ölümden kurtularak eylem teşebbüs derecesinde kalmışsa biri idamdan dönüşmek üzere iki ayrı hürriyeti bağlayıcı ceza ve netice olarak içtima hükümleri uygulanması lazım gelecektir ki bu hal bir bakıma iki kişiyi öldüreni mükafatlandırma gibi anlam taşıyacaktır. Bu arada; TCK.nun 450/5. madde ve bendinin aynı maddedeki diğer halleri de içine aldığı hususun benimsenmesi, ( saik birliği ) esasına göre örneğin; kan gütme saiki ile bir kişiyi ve olayı gördü diye bir başka şahsın da tanıklığını bertaraf etmek için öldüren bir kimseye iki ayrı idam cezası verilecektir ki bu görüşte bir ihtilaf kimseye yoktur. Birden ziyade kimseleri kan gütme saiki ile ve hem ana ve hem de babanın ayrı ayrı aynı sebeple ve kasten veya bir otobüs soygununda delilleri yoketmek için bütün yolcuların öldürülmesi gibi daha vahim hallerde ise tek ceza tertibi gerekecektir, ki bu durum kasten adam öldürme cürümlerine ilişkin olarak yasanın getirmek istediği özel içtima hükümleri ile güttüğü maksada aykırı ve gerekçesine de ters düşecektir.
Kanun koyucu kasten öldürmelerde aynı saikle öldürülen birden ziyade ise artık bu gibi suç faillerine hürriyeti bağlayıcı ceza tertibi ile yetinilmesini uygun bulmamış ve faillerini ölüm cezasına müstehak görmüştür.
Birden ziyade kimsenin öldürülmesinde ne ölenlerin sıfatından ve ne de eylemin işleniş şeklinden doğan bir teşdit sebebi yoktur. Yeter ki saik aynı olsun ve eylem kasden işlensin bu halin kamu vicdanında yarattığı tepki nedeniyle faile TCK.nun 450/5. maddesine göre ölüm cezasının tayini uygun görülmüştür ve bu bend mehaz kanunda yoktur. Nitekim 450. maddenin 10. bendi de itirazda ileri sürülen tevhidi içtihaddan sonra 6123 sayılı yasa ile getirilmiş yeni bir hükümdür.
Denilebilir ki, 450. maddenin her bendi idam cezasını getirdiğinden kanun koyucu bunlardan aynı olayda bir kaç şahsa karşı bir bendinin birden ziyade ihlal edilmiş olmasında ne gibi bir uygulama yapılacağını aynı maddede göstermemesi doğaldır ve konumuzu hal için salim bir sonuç veremez.
Olayımız sanığın babasını öldüren ve henüz yargılanmaları devam edegelmekte olan kimselerin annelerini, biri 3 aylık ve her türlü savunmadan yoksun diğerleri 7 ve 11 yaşlarındaki 3 kardeşini toplam 5 kişiyi ayrı ayrı ateş ederek hatta sırtındaki 3 aylık çocuğu ile kaçan anneyi 150 metre kadar kovalamak suretiyle taammüden ve kangütme saikiyle öldürdüğü dosya, toplanan tüm deliller, ikrar ve ölü muayene raporları gibi birbirini tamamlayan delillerle anlaşılmış, mahkemenin kabulü de esasen bu istikamette tecelli etmiştir.
Bu durumda ve yukarıda açıklanan gerekçeler karşısında öldürme eylemi TCK.nun 450. maddesinin 4 ve 10. bendlerinin tatbikini müstelzim bulduğundan olayda aynı maddenin 5. bendinin uygulama olanağı yoktur ve her bir eylem için olmak üzere sözü edilen 4 ve 10. bendler uygulanarak hüküm kurulması gerektiğinden özel daire bozma kararındaki görüş yasaya ve kanun koyucunun amacına uygun bulunmuştur. Şu hale göre; 450 maddenin 5. bendi ancak idam cezasını müstelzim olmayan aynı saikle birden ziyade kasden adam öldürmek suçlarının işlenmesi halinde tatbiki mümkün olup olayımızdaki gibi 450. maddenin aynı bendinde tarif edildiği şekilde her biri idam cezasını müstelzim birden ziyade adam öldürme suçlarının işlenmesi halinde her bir adam öldürmeden ayrı ayrı uyduğu bendlere göre cezası ölüm cezası tayini gerekir.
Bu itibarla C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
2 - Çoğunluğa karşı olan görüş ise TCK.nun 450. maddesinin 5. bendi öldürme fiili birden fazla kimseler aleyhine işlenirse uygulanacaktır. Maddeye ve içtihadlara göre bu bendin uygulanması için aynı saikle birden fazla kimsenin kasten öldürülmüş olması yeterlidir. Madde metninden bu sebebin 450. maddedeki halleri ayrık tuttuğu anlamını çıkarmak kabil değildir. Maddede sarahat vardır, o halde delalete gidilemez. Bu bir özel içtima hükmüdür, nitekim 30.4.1941 tarih ve 42/14 sayılı tevhidi içtihatta da aynen Ceza kanunun 450. maddesinin 5. bendinde öldürmek fiili birden ziyade kimseler aleyhine işlenirse fail ölüm cezasına mahkum edilir diye yazılı olmasına göre birden ziyade kimseleri öldürmek birden ziyade suç olduğu halde faili için suç ve cezaların içtimai hakkındaki umumi hükümler tatbik edilmeyerek bir ceza tayin olunmasını bu maddenin sarahati icabı kabul etmekle bu görüşü doğrulandığından ve ötedenberi uygulamalar da bu yolda olduğundan itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği yolundadır.
SONUÇ : Açıklanan bu nedenlerle TCK.nun 450. maddesinin 5. bendi ancak idam cezasını müstelzim olmayan aynı saikle birden ziyade kasten adam öldürme suçlarının işlenmesi halinde tatbiki mümkün olup olayımızdaki gibi 450. maddenin aynı bendinde tarif edildiği şekilde her biri idam cezasını müstelzim birden ziyade adam öldürme suçlarının işlenmesi halinde her bir adam öldürmeden ayrı ayrı, uyduğu bentlere göre ölüm cezasının tayini gerektiğinden C.Başsavcılık itirazının reddine 29.3.1976 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.