 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1976/140
K: 1976/164
T: 29.03.1976
DAVA : Görevli memura hakaret ve taarruzda bulunmaktan sanık Asım'ın yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ilişkin (Bala Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 5.11.1974 günlü hüküm, sanığın temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Diresi'nce incelenerek, 6.2.1975 gün ve 371/467 sayılı ilamıyla bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeyi kapsayan 30.12.1975 günlü son hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 5.3.1976 gün ve 5/1642 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Memura hakaret ve saldırıdan sanık Asım'ın sanığın köy muhtarı olan müştekiye ifa ettiği görevinden dolayı müessir fiilde bulunmaktan TCK.nun 266/1, 271 ve 456/4 ve TCK.nun 59 ncu maddeleriyle 2 ay 6 gün süreyle hapsine ilişkin hükmü özel daire; sanık hakkında hakaretten açılan davadan ötürü bir karar verilmiş se de; zamanaşımı sonuna kadar bu hususta bir karar istihsal edilmesi mümkün bulunmuştur, denilerek;
Sanık hakkında müessir fiil suçundan açılmış bir dava bulunmadığı halde yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırı bulundurularak bozulmuş, mahkeme ise bazı gerekçelerle evvelki kararında direnmiştir.
1 - Kamu davasının açılmasında sevk maddesini oluşturan iddianamede; suç niteliği (sanıkların müşteki olan köy muhtarına görevde hakarette bulundukları) yolundadır.
Her ne kadar iddianame başlığında suç; memura hakaret -saldırı denilmekte ve tatbiki istenilen kanun maddesi de TCK.nun 266/1, 267 ve sonradan elle yazılıp tasdik edilmekle beraber 271/1 olarak gösterilmekte ise de, uygulamalara ve kararlılık gösteren içtihada nazaran sevk maddesi bu çelişkili hallerde suçun nitelendirilmesine göre tayin edilecektir.
Esasen (saldırı) TCK.nun 266 ncı maddesinin ilk fıkrasında (fiilen taarruz) denilmek suretiyle maddenin bir unsurunu oluşturduğundan mücerret bilahare uygulanması istenen maddeler arasına 271/1 nci maddenin yazılması ve esas hakkındaki mütalaada C. Savcısının müessir fiilden de sanığın cezalandırılmasını istemesi bu konuda açılmış bir davanın varlığının kabulüne dayanak olamaz.
Bu nedenle mahkemenin özel daire bozma ilamına uyarak doğultusunda bir karar vermesi icap ederken, yasal dayanağı olmayan gerekçelerle müessir fiilden açılmış bir dava bulunmadığı halde yazılı şekilde hüküm kurması usule ve yasaya aykırı görülmüştür.
Bu itibarla sanığın temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
2 - Çoğunluğa karşı olan görüş ise; sevke saldırıdan bahsedilerek sanık hakkında müessir fiilden tecziye istenilmesine ileri sürülen sair gerekçelere göre davanın varlığını kabul eden direnme hükmü usule ve yasaya uygun bulunduğundan esası incelenmek üzere dosyanın özel daireye gönderilmesine karar verilmesi gerektiği yolundadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenle tebliğnamedeki istek gibi direnme hükmünün BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine 29.3.1976 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.