 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1976/137
K: 1976/191
T: 12.04.1976
DAVA : Öldürmeye kalkışmaktan sanık Salih'in yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ilişkin Tokat Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 23.7.1975 günlü hüküm sanığın temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesince incelenerek, 11.11.1975 gün ve 2944/3551 sayılı ilamıyle bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeyi kapsayan 1.12.1975 günlü son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş, koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C.Başsavcılığının hükmün onanması istemini bildiren 8.3.1976 gün ve 1/860 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Öldürmeye kalkışmaktan sanık Salih'in TCK.nun 450/4, 62, 51/1, 59. maddeleri gereğince mahkumiyetine ilişkin hükmü özel daire; ... ancak a) Sanığın mağdurun olay günü de kendisine bıyık altından gülmesi üzerine ateş ettiği yolunda safhalarda ileri sürmüş olduğu savunmasının varit olmadığını gösterir deliller karar yerinde gösterilmeden taammüden adam öldürmeye tam teşebbüsten mahkumiyeti ise bazı gerekçelerle evvelki kararında direnmiştir.
1 - Dosyaya iddia ve ilk ikrarlar kapsamına toplanan delillere şahadet ve raporlar muhtevasına nazaran olayı sanığın o gün evinin karşısındaki inşaata usta olarak gelen mağdur Turgut'u görünce tüfeğini evinin penceresinden mağdurun hayati bölgesine tevcih ederek ve öldürmek kastiyle bir el ateş edip sol kol ve omuz bölgesinden 10 cm. aşağısına kadar olmak üzere yaralaması mağdurun yere atlamasını müteakip sokağa çıkarak eylemine devam etmek istemesi ancak oradakilerin silahını elinden almaları ile sonucu alamaması ve böylece fiilin tam teşebbüs derecesinde kalmasından ibarettir.
Olay nedeni ise; çok seneler evvel sanık işlediği bir başka suçtan ötürü cezaevine girdiğinde gayri rızai eşi ile, ki halen başkası ile evlidir, mağdurun o tarihlerde ilişki kurmasının tevlit ettiği eski husumetten ibarettir.
Ceza yasası taammüdü tarif etmemiştir. Bununla güttüğü amaç her olayın özelliğine göre konununun tartışılabilmesini sağlamaktır.
Olayımızdan mücerret husumetin eski olması öldürme kararının çok evvelden soğukkanlılıkla alınıp bu tarzda icra safhasına dönüştürüldüğünü izah edemez. taammüdü açıklayan delillerin varlığı ve hiç olmazsa dosyada bu hususun sarahatan, örneğin sanığın mağduru öldürmek için kararlı ve fırsat kolladığının her türlü şüphe ve tereddütten ari olarak belli olması icap eder. Oysaki dosyada böye bir delil ve hatta mağdurun dahi bu yolda açık seçik bir iddiası bulunmamaktadır. Savunmada (bana yine manalı bir tarzda güldü ) demesinin aksinin subuta ermesinin taammüdün varlığına delil olarak alındığı ve ağırlık noktasının bu olduğu görülmekte ise de yukarıda açıklanan gerekçeler karşısında "gülme hususu" gerçek olmasa bile bu hal taammüdün varlığına bir delil olamaz. Kaldı ki sanık uzaktan mağdurun herhangi devamlı çalışan kimselerin "bir anlık gülmeyi" görmemiş olmaları da doğaldır. Şüphe ve tereddütler ise sanık aleyhine yorumlanamaz. Bu nedenlerle mahkemenin özel daire bozma ilamına uyarak, doğrultusunda bir hüküm vermesi lüzumlu iken ileri sürdüğü bazı gerekçelerle eylemin taammüden işlendiği yolundaki kabul ve takdiri usul ve yasaya ve dosya muhtevasına aykırı görülmüştür.
Bu itibarla sanığın temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
2 - Çoğunluğa karşı olan görüş ise; dosya ve toplanan delillere, taraflar arasındaki husumetin mahiyet ve niteliğine sanığın eylemi hiç bir tartışma ve olay geçmeden ani bir şekilde ika etmesine ve savunmasının da aksinin belli olmasına ve ileri sürdüğü gerekçelere göre, usule ve yasaya uygun bulunan direnme hükmünün onanmasına karar verilmesi gerektiği yolundadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenle tebliğnamedeki isteğe aykırı olarak direnme hükmünün BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine 12.4.1976 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.