 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1976/122
K: 1976/141
T: 22.03.1976
DAVA : Görevi ihmalden sanık Atıf'ın yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ilişkin (Ankara 8 . Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 4.3.1975 günlü hüküm, sanıkların temyizleri üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesince incelenerek 7.5.1975 gün ve 2452/2513 sayılı ilamıyla bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeyi kapsayan 31.12.1975 günlü son hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş, koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Savcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 27.2.1976 gün ve 4/1613 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Görevi ihmal suçundan sanıklar Atıf ve arkadaşları hakkında Ankara 8 nci Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen hüküm, sanıkların temyizleri üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesince incelenerek, TCK.nun 230. maddesinin son fıkrasında memurun ihmali sebebiyle şahıslara bir zarar verildiği hallerde bunu resen ödettirilebileceği kabul edilmiş bulunduğuna ve bu hükmün hazine gibi hükmi şahıslara şümulü olmadığına ve hazinenin müdahil sıfatıyla ceza davasına katılarak veya hukuk mahkemesine müracaatla zararını istemesi mümkün bulunduğuna göre TCK.nun 230. maddesinin son fıkrasına aykırı olarak resmi daire zararının ödettirilmesinin yolsuzluğu nedeniyle bozulmuş, mahkeme ise bazı gerekçelerle eski hükmünde direnmiştir.
Sanıklar TCK.'nun 230. maddesine muhalefetten mahkemeye sevkedilmişler, mahkemece de, sevke öngörülen 230. madde uyarınca uygulama yapılarak sanıkların hükümlülükleriyle birlikte, Kamu İktisadi Devlet Teşeklülü olan PTT. İdaresine ait 29670 lira zararın bu maddenin son fıkrası uyarınca ödettirilmesine karar verilmiştir. Sözü geçen maddenin 6123 sayılı Kanunla değiştirilmeden evvel son fıkrasında (efrat) kelimesi olarak geçen tabir yerine değiştirilmeden evvel son fıkrasında (efrat) kelimesi olarak geçen tabir yerine değiştirme ile şahıslar kelimesi konulmuştur. Bu fıkra; memurun ihmalinde şahıslarda bir zarar hasıl olduğu takdirde bu zararın mahkemece resen ödettirileceğine mütedair olup bu hükmün hazine ve PTT gibi kamu kuruluşlarına şümulü burada PTT'ye ait zararın sanığa ödettirilmesi için PTT'nin davaya müdahale ederek şahsi hakkı talep etmesi gerekir. PTT İdaresi davaya müdahil olarak katılıp şahsi hak talebinde bulunmamıştır.
Devlet idaresi aleyhinde işlenen cürümler başlığını taşıyan TCK.nun 3.babında 4. faslında yer alan 230. maddesi, zararın, direnme hükmünde ileri sürüldüğü gibi her halükarda ödettirilmesi öngörülmüş olsaydı, bu babın 1. faslındaki 202 ve müteakip maddelerlede olduğu gibi ve hasıl olan zarar kendisine ödettirilir) kaydının 230. maddenin son fıkrasında yer alması icabederdi. Aynı babda yer alan cürümlerden TCK.nun 202 maddesi her halükarda ödettirilmeyi öngörüp 230 .maddenin ise ödettirilmenin sadece şahıslara hasrı kanun vaz'ının bu konudaki amacını açıkça göstermekte bulunduğundan bu hususa değinen özel daire bozma ilamına uyulmayarak eski hükmünde direnilmesinde kanuni isabet görülmemiştir.
Bu itibarla sanığın temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle sanığın temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün tebliğnamedeki istem gibi bozulmasına, depo parasının iadesine 22.3.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.