 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1976/120
K: 1976/139
T: 22.03.1976
DAVA : Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet vermekten sanık Osman'ın yapılan yargılaması sonunda; beraetine ilişkin Eyüp Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen 19.11.1975 günlü hüküm, o yer C.Savcısının temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesince incelenerek, 29.12.1975 gün ve 7114/7154 sayılı ilamıyle bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeyi kapsayan 11.2.1976 günlü son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi o yer C.Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dosya C.Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 2.3.1976 gün ve 4/1719 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet verme suçundan sanık Osman hakkında Eyüp Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen beraet hükmü, C.Savcısının temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesince incelenerek: Sanığın sorgusu yapılmadan beraet kararı verilmesinin yolsuzluğu nedeniyle bozulmuş mahkeme ise bazı gerekçelerle evvelki hükümde direnmiştir.
TCK.nun 459/2. maddesine muhalefetten mahkemeye sevkedilen sanığın sorgusu yapılmadan beraet hükmü tesis edilmiştir. Duruşma CMUK.nun 236. maddesi hükmüne göre sanığın sorguya çekilmesiyle açılacağından sorgusu yapılmaksızın duruşma açılmış olacağı düşünülemez.
Usulün 253. maddesinin son fıkrası gerekçesinde de açıklandığı üzere durma veya düşme kararı verilmesi gerekli hallerde sanığın beraeti icabediyorsa derhal beraet kararı verileceği öngörülmüştür. Olayda bu fıkranın uygulama yeri yoktur.
Sanığın mahkemede sorguya çekilmesinin icabettiğine ilişkin 13.5.1974 tarih ve 6/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının dahi bu usulü muameleye riayetin zorunlu olduğunu kesinlikle açıklığa kavuşturduğu cihetle sanığın sorgusu yapılmadan hüküm tesisi yolsuzluğuna değinen özel daire bozma ilamına uyulmayarak usulün 253. maddesine yanlış anlam verilerek eski hükümde direnilmesine isabet görülmemiştir.
Bu itibarla C.Savcısının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün bozulamasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle C.Savcısının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün tebliğnamedeki istem gibi BOZULMASINA 22.3.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.