Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1976/117
K: 1976/138
T: 22.03.1976
DAVA : 6136 Sayılı Kanuna aykırı davranıştan sanık Ali'nin yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ilişkin, (Taşköprü Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 16.6.1975 günlü hüküm sanığın temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesince incelenerek 7.11.1975 gün ve 5971/6615 sayılı ilamiyle bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeyi kapsayan 27.1.1976 günlü son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş, koşuluda yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 1.3.1976 gün ve 8/1893 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 6136 sayılı kanuna muhalefet suçundan sanık Ali'nin mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanığın temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesince incelenerek : Yetersiz ve çelişkili bilirkişi beyanı karşısında uzman bilirkişiye başvurulmadan bu bilirkişinin beyanına dayanılarak yazılı şekilde mahkumiyet hükmü tesisinin yolsuzluğu nedeniyle bozulmuş mahkeme ise bazı gerekçelerle eski hükümde direnmiştir.
Sanığın hükümlülüğüne konu olarak kabul edilen eylem, 6136 sayılı Yasanın 1308 sayılı yasa ile değişik, 4. maddesine aykırı olarak memnu bıçak taşımaktır. Bu madde, memleket içinde kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı ve benzerleri ile sivri uçlu ve oluklu bıçakların imalini yasaklamış ancak, bir sanat ve meslekin icrası için kullanılması zaruri bulunanların imaline zabıtca müsaade edileceğini ve bunların zabıtaca damgalanmadıkça satışa çıkarılamıyacağını öngörmüş ve ev levazımından olan veya tababet ve sanayi'de yahut tarımda kullanılan bıçaklarla benzerlerinin bu kanun hükümlerine tabi olmadığını açıkça belirtmiştir.
Aynı kanunun 15. maddesi de, bu kanun hükümlerine muhalif olarak 4. maddede yazılı olan bıçak ve benzerlerini satanlar, satmaya tasavvut edenler, satın alanlar, taşıyanlar ve bulunduranlar hakkında verilecek cezaları göstermiş ve bu maddenin son fıkrası da zabıtaca imaline müsaade edilen bıçak ve benzerlerini kullanma maksadı dışında satanlar, satmaya tasavvut edenler, satınalanlar, taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında da aynı ceza hükmolunacağını açıklamıştır.
Sanığın eyleminin yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca suç teşkil etmesi için bulundurduğu bıçağın 6136 sayılı Yasanın 4. maddesinde sayılan kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı yahut benzerleri veya sivri uçlu ve oluklu bıçak veya bu maddenin 2. fıkrasına göre zabıtca imaline müsaade edilenlerden, olması gerekir. Bu maddenin son fıkrasındaki açıklığa göre, ev levazımından olan bıçaklarla benzerleri bu kanun hükümlerine tabi değildir.
Hükme dayanak alınan hazırlık soruşturması sırasında Cumhuriyet Savcısı tarafından yeminle dinlenen bilirkişi mütalaasının bir kesiminde, sanıkta yakalanan bıçağın 6136 sayılı Kanunun değişik 4. maddesindeki hancer benzeri olduğunu, taşınmasının yasak bulunduğunu açıklamış, mütalaasının diğer kesiminde ise, bu bıçağın mutfak levazımı olduğunu, tonya bıçağı tabiri edildiğini, evde bulundurulmasının suç olamayacağını, emniyetçe damgalandıktan sonra işyerinde bulundurulabileceğini ancak, maksat dışı üzerinde taşınmasının suç olabileceğini, bildirmek suretiyle çelişkiye düşmüş ve sözü geçen 4. maddenin 1-2 ve son fıkraları hükümlerini ayırmamış ve son fıkradaki ev levazımı (mutfak levazımı) nın bu kanun hükümlerine tabi olmadığını nazara almamış, mahkeme de bunun üzerinde durmamıştır.
Bu duruma göre, sanıkta yakalanan emanette kayıtlı bıçağın 6136 sayılı Kanunun 4. maddesinin, açıklanan fıkralarından hangisine girdiğine ilişkin uzman bilirkişi mütalaasına başvurulması zorunlu olduğundan, bu hususa değinen bozmaya uyulmayarak ileri sürülen gerekçelerle eski hükümde direnilmede kanuni isabet görülmemiştir.
Bu itibarla sanığın temyiz itirazlarının kabulüyle direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluğa karşı olan görüş ise; tüm dosya ve dinlenen bilirkişi mütalaası, mahkemece hüküm tesisine yeterli bulunduğu cihetle, hükmün usul ve kanuna uygun olduğundan onanması gerektiği yönündedir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle sanığın temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün tebliğnamedeki istem gibi Bozulmasına, depo parasının iadesine 22.3.1976 günü üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini