 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1976/115
K: 1976/219
T: 03.05.1976
DAVA : 6136 Sayılı Kanuna aykırı davranıştan sanık D. Taşcı'nın yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ilişkin (İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi)nde verilen 18.8.1975 günlü, hüküm sanığın temyizi üzerine Yargıtay 8.Ceza Dairesince incelenerek bozulmasına dair verilen 10.2.1976 gün ve 7688/841 sayılı ilama karşı C. Başsavcılığınca; 8 .Ceza Dairesinin bozma kararının kaldırılarak hükmün onanması istemini bildiren 3.3.1976 gün ve 39 Sayılı itiraznamesiyle dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 6136 Sayılı Kanuna aykırılıktan sanık D. Hakkında yapılan yargılama sonunda; Bu kanunun 13. maddesi ile mahkumiyetine ve sanığın duruşmadaki tavır ve halleri keza bu hareketinden dolayı pişmanlık ve nedamet içinde bulunduğu müşahade edildiğinden" TCK.nun 59. maddesi gereğince cezasının 1/6 sının indirilmesine, sanık hakkında 647 sayılı Kanunun 6.maddesi hükmümün tatbikine mahal olmadığına, takdir hakkının bu yolda kullanılmasına ilişkin hükmü Özel Daire; ancak : "Sanığın duruşmadaki tavır ve halleri keza hareketinden dolayı pişmanlık ve nedamet içinde bulunduğu müşahade edilmiş olması".. gibi bir nedenle TCK.nun 59.maddesiyle cezasından indirme yapılan sanığın mahkemece sezinlenip kabul edilen bu kişiliğine ters düşen bir suretle "... sanık hakkında 647 sayılı kanunun 6. maddesi hükmünün tatbikine mahal olmadığına, takdir hakkının bu yolda kullanılmasına"... denilerek karar verilmesini yasaya aykırı bularak bozmuştur.
C. Başsavcılığı itirazında : Yargıtay Ceza Genel Kurulunun konu ile ilgili 27.10.1975, 18.2.1976 tarih ve 263/370, 267/38 Sayılı ilamlarında : TCK.nun 59.maddesinin uygulanması ve cezanın tecili isteğinin reddedilmesi için hakimin gerekçe göstermek zorunda olmadığı ancak gösterdiği takdirde bunun yasal olması gerektiği nedamet halini müşahade ederek cezayı tahfife giden hakimin mutlaka erteleme kararı vermeğe zorlanamıyacağı açıklanmış, Özel Daire de başka bir mahkemenin tecil isteğinin reddine ilişkin, esas kararını Ceza Genel Kurulunun bu görüşlerine uygun olarak 18.2.1976 gün ve 7382/1185 sayılı ilamı ile onanmıştır.
647 Sayılı Kanunun 6 ve TCK.nun 89.maddesi hükümleri cezaların tecilini hakimin takdirine bırakmıştır. Bu maddelerin uygulanabilmesi için sanığın geçmişteki hali ve ahlaki temayüllerine göre cezanın tecili, ilerde cürüm işlemekten çekinmesine sebep olacağı hakkında mahkemece kanaat edilmesine bağlıdır. Şu halde hakim duruşmada edindiği intiba ve vicdani kanaatına dayanarak sebep göstermeksizin veya maddede öngörülen gerekçeye aykırı düşer nitelikte (suçun nevi ve mahiyeti işlendiği yer, bu kabil suçların fazla işlenmekte olması gibi) bir gerekçe göstermemek şartıyla tecil isteğini reddedebilir. Bozulan kararda olduğu gibi sanığın işlediği suçtan nedamet duymasının kabulü ile TCK.nun 59. maddesinin uygulanması ayrıca cezanın teciline zorunlu kılamaz. Diğer bir deyimle nedamet duyan sanığın cezasının ertelenmemesi tecil ile ilgili yasa hükümlerine aykırı düşmez. Çünkü sanığın işlediği suçtan nedamet duyması ileride suç işlemekten çekineceğinin kanıtı olamaz. Nitekim sanığın gelecekte cürüm işlemeyeceği hususunda mahkemede kanaat husule gelmediği için ceza tecil edilmemiş ve uygulamada yasaya aykırı bir husus görülmediğinden, bu nedenlerle bozma ilamının kaldırılmasına ve mahkeme kararının tebliğname gibi onanmasına karar verilmesi istenilmiştir.
1 - İşlenen ve suç teşkil eden bir eyleme ceza tertip edilirken TCK.nun 59.maddesinin uygulanabilmesi için yasa bir kural göstermemektedir. Hakimin takdirine bırakılmış olan ve adalet hissesinin tatmini bakımından nazara alınması ve bir bir tesbitine olanak bulunmayan takdiri azaltıcı sebepler, yeterli gösterildiğinde kanuni indirme nedenleri ile çatışmanın veya bir suçun unsurunu oluşturmasının ve sanığın ve eylemin dışında bir hal bulunmasın. Böylece anlaşılıyor ki TCK.nun 59. maddesini uygularken hakim, gösterdiği neden yasal kurallarla çatışmamak kaydı ile tamamen serbesttir.
Bozulan kararda da mahkeme sanığın işlediği suçtan nedamet veya pişmanlık duyduğu kanısına vararak sanığın içinde bulunduğu hale nazaran bu yetkisini kullanmış ve cezadan indirme yapmıştır.
Tecil talebinin reddine gelince; mahkemeler bu isteğin kabulü halinde yasal sebebini hükme yazmaya zorunlu ise de; (RED) veya (tecile yer olmadığı) söz konusu olunca her hangi bir gerekçe göstermesine lüzum yoktur. Ancak bir gerekçe gösterilmişse bunun yasal mutabakatı, müessesenin mahiyeti ve kökleşmiş içtihat gereğidir.
Olayımızda mahkeme tecile yer olmadığı hususunda karar verirken takdir hakkını bu yolda kullanmıştır. TCK.nun 59. maddesini uygularken ileri sürdüğü (pişmanlık ve nedamet halleri) gibi içinde bulunduğu zamana ve fiile muzaf sübjektif nedenler (takdiri tahfife) yol açabilirse de, bu husus geleceği de kapsar. Diğer bir söyleyişle, sanığın gelecekte de bu kabil suç işlemiyeceği anlamını taşır, denilemez. Bu nedenlerle bir suç için (nedamet ve pişmanlık) tesbit eden hakim mutlaka erteleme kararı vermekle de yükümlü tutulamaz.
Kaldı ki, TCK.nun 89. maddesinde de, 647 Sayılı Kanunun 6.maddesinde de koşulları olsa bile hakimi ertelemeye zorlayıcı bir hüküm getirilmemiş aksine tecil edilebilir denilerek uygulama onun takdir ve ihtiyarına bırakılmıştır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun benimsediği çoğunluk görüşünün de bu yolda takarrür ettiği itirazda ileri sürülen kararlar muhtevasından anlaşılmaktadır.
Bu itibarla C. Başsavcılık itirazının kabulüne, Özel Daire bozma ilamının kaldırılarak onanmasına karar verilmelidir.
2 - Çoğunluğa karşı olan görüş ise; suç işleyen bir kimsenin ilerde suç işlemiyeceği kanaatı mahkemede hakimin bir kaç defa görebildiği sanığın, geçmişteki hali, duruşmada bıraktığı izlenimlerle anlaşılacağından olayda ise sanığın sabıkasız ve suçtan nadim olduğu da tesbit edildiğine göre, özellikle pişmanlık duyduğu ve nedamet gibi durumların yalnız hale değil istikbali de içine alan ruhsal durumları yansıtması itibariyle, yerinde görülmeyen itirazın reddine karar verilmesi gerektiği yolundadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının kabulüne ve Yargıtay 8 nci Ceza Dairesinin 10.12.1976 gün ve 7688/841 sayılı bozma ilamının kaldırılmasına ve İstanbul 2 nci Asliye Ceza Mahkemesinin 18.8.1975 gün ve 504/623 sayılı hükmünün onanmasına, depo parasının gelir kaydına 15.3.1976 gününde gerekli yasal çoğunluk sağlanamadığından 3.5.1976 gününde yarıdan bir fazlayı geçen çoğunlukla kararr verildi.