 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1976/112
K: 1976/122
T: 15.03.1976
DAVA : TCK.nun 141. maddesine aykırı davranştan sanık Mustafa, Süleyman Ökkeş'in yapılan yargılanmaları sonunda; beraetlerine ilişkin Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce verilen 8.5.1975 günü hüküm, C.Savcısının temyizi üzerine Yargıtay 9.Ceza Dairesince 4.6.1975 gün ve 19/23 sayılı ilamıyle bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeyi kapsayan 17.2.1976 günlü son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi C.Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 2.3.1976 gün ve 9/5 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : TCK.nun 141. maddesine muhalefetten sanıklar Mustafa, Süleyman ve Ökkeş'in eylemlerinde suç unsuru bulunmadığından beraetlerine ilişkin hükmü özel daire; ...... 2 - Açık kimlikleri saptanamadığından haklarında kamu davası açılmayan ve yasa dışı kurulmuş bir örgüte bağlı ve onun adına hareket ettikleri davranışlarıyle anlaşılan Hüseyin ve Ali isimli kişilerle ilişki kuran sanık Mustafa'nın önce Gaziantep Ünaldı Mahallesi Küme evler semtinde temin ettiği bir evde, bunu izleyen zamanlarda Rumevlek Köyünden birine ait evde ve zaman zaman da sanık Ökkeş'in dükkanın da olaydan önce, muhtelif zamanlarda toplanarak aynı ideolojik görüşleri benimseyen diğer sanıklar Ökkeş ve Süleyman ile birlikte teorik ve tarihi metaryalizmi açıklayan eserler okuyup bilinçlenerek, siyasi parti ve derneklerin seçim yoluyla işçi sınıfının iktidara gelmesini gerçekleştirimeyecekleri hususunda görüş birliğine vardıkları bunun yasa dışı bir örgütlenme ile mümkün olacağı noktasında anmaştıkları, bu amaçla örgüte girdikleri ve bu tür faaliyetler cümlesinden olmak üzere şehrin muhtelif yerlerine (İşçi ve köylüler silaha sarılalım, seçime boykot) ve sair şekillerde yazılar yazdıkları sanıklar Mustafa ve Süleyman'ın hazırlık soruşturması sırasında alınan muhtelif savunmaları tanık Cemal ve Fevzi ile Kemal'in hazırlık soruşturması sırasında sanık sıfatiyle alınan ifadelerinde açıklanmış ve bu suretle sanıkların eylemlerinin TCK.nun 141/5. maddesine uyduğu ve CMUK.nun ek ikinci maddesine göre de sanıkların durumlarını ispatlayamamış oldukları hususları üzerinde durulup münakaşa edilmeden fiillerinde 141/1. maddenin unsurlarının bulunmadığından bahisle yazılı şekilde beraetlerine karar verilmesini kanuna aykırı bularak bozmuş, mahkeme ise bazı gerekçelerle evvelki kararında direnmiştir.
1 - Özel daire bozmasından sonra sanıklardan Ökkeş hakkında gıyabi tevkif müzekkeresi çıkarılmasına ve aramalara rağmen, bulunamadığı, bozmaya karşı ne diyeceği sorulmadan usulün 253/son maddesinin de uygulanmasını gerektirir bir hal de yok iken, usulün 223 ve 253. maddeleri ile muhakemenin durması yerine verilen beraet hükmünde direnildiği dosyanın tetkikinden anlaşılmıştır.
Bozulan bir karar tamamen ortadan kalktığından; sanıktan bozmaya karış diyeceği sorulmadan aramalara rağmen bulunamadığından sanık hakkında mahkemenin durması yerine evvelki hükümde direnilmesi usule ve yasaya aykırı görülmüştür.
Bu itibarla C.Savcısının temyiz itirazlarının kabulü ile sanık Ökkeş hakkındaki direnme hükmünün esası incelenmeksizin bu yönden bozulmasına karar verilmelidir.
2 - A) Dosya münderecatına, toplanan delillere, gelmeyen sanık Cemal ile hazırlıkta sanık olarak dinlenen Kemal ve tanık gece bekçileri Vakkas ve özellikle Fevzi'nin ifadeleri münderecatına, tevilli savunmalara ve bu arada sanık Süleyman'ın duvarlara yazıları yazdıranın ilk ifadesinde "Ahmet isimli biri idi" derken bir ifadesinde de Ahmet'in talimatı üzerine Ökkeş'in dükkanına gelen Ali ve Hüseyin'den "Ali'nin" yazmaya başlayalım diye söylediğini beyan etmesine rağmen sanık Ökkeş'in yazıları duvarlara yazılmasına, kendi talimatı ile Süleyman'ın yerine getirdiğini bildirmesine ve ayrıca tanık bekçi Fevzi'nin sanıkları, yakalandıkları sırada duvarlara niye yazıyorsun şeklindei sorusuna "pahalılığı önlemek.. kimi 500 lira alıyor, kimi 5.000 lira alıyor, bunu önleyeceğiz" diye verdiği cevabın dikkat çekici olmasıra, Ökkeş'in açıkladığı Süleyman'ın da doğruladığı (dört dörtlük, yüzdeyüz başarı) adeta bir nevi (hücre) sistemi ile çalışmalar ve bilinçlenmeke için hazırlıklar yapıldığının anlaşılmasına, buna göre genellikle kimlikleri ve gerçek görev ve durumları saptanmayan davranışlarından çalışma şekli belirtilen bir başka yasa dışı örgütten görevlendirildikleri kanaatına varılan ve ancak Malatya'lı oldukları ve bu (hücreyi) diğer deyimle (Cemiyeti) kurdukları anlaşılan Ali ve Hüseyin adlı kişilerin nezaretinde bazen şehir dışında, hatta elektriksiz olarak, tutulan evlerde bazen şehir dışında, hatta elektirksiz olarak, tutulan evlerde bazen sanık İkkeş'in dükkanında teori ve tarihi materyalizmi açıklayan eserler, sol yayınlar ve bu arada Linpau'nun yaşasın halk savaşının zaferi, Mao'nun sözleri, kızıl toprak, CİA'nın namlusunda üçüncü adam gibi eserleri okuyup siyasi tartışmalar yaptıkları (eninde sonunda soyalizm devriminin yapılacağını ilkel kominal toplumdan köleliğe geçildiği devrenin sosyalizmle son bulacağının tartışıldığı ve kabul edildiği sonucunda da bir eylem denemesi yapıpı duvarlara yazı yazmayı kararlaştırdıkları, örneğin bu arada (seçime boykot-işçiler köylüler silaha sarılalım) ibareleriyle işçi ve köylü sınıfının diğer sınıflar ortadan kaldırmağa ve memleket içinde müesses iktisadi ve sosyal temel nizamları devirmeğe matuf kurulmuş bu cemiyete girdikleri, sanıkların iki yerde tam bir yerde yarım kalarak yazdıkları bu yazılarn şehrin dokuz yerinde yazıldığından zabıtaca 27.11.1974 tarihli bir tutanakta tesbitinden de aynı işin birden ziyade gurup halinde yazıldığı kanısını uyandırdığı anlaşıldığından mahkemenin yukarıya aynen alınan özel daire bozma kararına uyarak doğrultusunda bir hüküm kurması icap ederken ileri sürdüğü nedenlerle eylemde bu suçun unsurları bulunmadığına ilişkin oluşa ve dosyaya uymayan takdir ve kabulü usule ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla C.Savcısının temyiz itirazlarının kabulü ile beraete ilişkin direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
b) Çoğunluğa karşı olan görüş ise; Sanıklar Ökkeş, Süleyman, Ö.Bahri ve Metin'in eylemi TCK.nun 312. maddesi şümulunde mütalaa edilebilir ve bu hususda bozmadan önce hüküm kurulmuş ve kesinleşmiştir. Diğer yönleriyle ısrara konu sanıklar hakkında TCK.nun 141. maddesinin hiç bir fıkra unsurları oluşmamış ve saptanamamıştır. Mücerret bazı kitapların okunması ve konuşmaların dinlenilmesi, savunmalar da nazara alındığında suç teşkil etmeyeceğine ve direnme kararından ileri sürülen gerekçelere göre; hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiği yolundadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle tebliğnamedeki istek gibi direnme hükmünü BOZULMASINA, 15.3.1976 gününde Ökkeş hakkında oybirliği diğer sanıklar hakkında üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.