 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1976/8253
K: 1977/3086
T: 22.04.1977
- PRİME ESAS MİKTARIN HESAPLANMASI
ÖZET: Prime esas istihkak miktarının saptanmasında, bağımsız tescilli işyeri sahibi aracılara, bağımsız atölyelerde yapılıp inşaata monte edilen işlere, hizmet sözleşmesi ile bağlı olmayanlara ödenen miktarlar düşülür.
(506 s. SSK m. 79)
(SSK. İşlemleri Tüzüğü m. 36,40)
Davacı, prim itiraz komisyonu kararının iptali ile 17.500 TL. lık teminat mektubunun iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme; anılan prim itiraz komisyonu kararının 9872,98 TL. lık kısmının iptaline karar vermiştir.
Hükmün davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde, olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 7/4209 sayılı "Sosyal Sigorta işlemleri Tüzüğü" nün 40 ncı maddesine göre;
a) İnceleme hakkının doğup doğmadığının araştırılmasında, aracı istihkakları ve müstakil atölyelerde yapılıp inşaata monte edilen işler için ödenen meblağın genel istihkaktan indirilip indirilemeyeceği;
b) İnceleme hakkının doğduğu anlaşıldığında, gerçek işçiliğin nasıl bulanacağı, bulunacak gerçek işçiliğin, genel istihkakla bağlantısının ne oranda olacağı;
Konularında toplanmaktadır.
Olayda; anılan tüzük dönemine düşen istihkak miktarı ile aracılara ödenen miktara ilişkin bir tartışma söz konusu değildir.
Kurumun, işveren kayıtlarının gerçeği aksettirip aksettirmediğini anlamak için iki aşamalı bir yöntem izlemesi anılan Tüzüğün 40. maddesi gereğidir.
Öncelikle, istihkakın işverene ait bölümü üzerinden, o işte uygulanacak işçilik oranına göre azami miktar işçiliğin bildirilmesi gerekeceği bulunur. Bunun % 70'i de bildirilmesi gereken en az işçiliktir. İşverence en az işçilikten daha az işçilik bildirilmesi halinde Kurumun incelemeye gitme hakkı doğar. Bu aşamada, konu ile ilgili olarak, istihkakın işverene ait bölümünün bulunmasında, mükerrer prim ödemeye engel olunmak amacıyla, müstakil tescilli işyeri sahibi aracılara ödenen istihkaklar, müstakil atölyelerde imal edilip inşaata monte edilen işler için ödenen paralar, hizmet akdi ile bağlı olmayanlara ödenen miktarların düşülmesi gereği açıktır. Mahkemece bu çerçevede işlem yapılması yerindedir. İşverenin, geçerli ve Kurumca'da incelenmiş kayıtlarından bulunup nitelik ve miktarı itiraza uğramayan aracı ödemelerinin istihkaktan düşülmesi şeklinde uygulanan işlemde yasalara aykırılık sözkonusu edilemez. Bu biçimde yapılan hesaplamalarda dahi Kurumun inceleme yapma yetkisinin doğduğu kesinlikle anlaşılmaktadır.
2. aşamada, inceleme hakkının doğması halinde yapılacak işlem ise, gerçek işçiliği saptamaktan ibarettir. Bunun için, gerekli ihale belgeleri üzerinden inceleme yapılması, yalnızca işverenin ne miktar işçilik ödemesi gerektiğinin bulunması söz konusudur. Bu yöntemle bulunacak işçilik, işverence bildirilenden az olduğu takdirde; inceleme sonunda işveren kayıtlarının gerçeği aksettirdiği kabul edilir. Ölçümlemeye gidilemez, işverence bildirilenden fazla olduğu takdirde ise, işveren kayıtlarının gerçeği aksettirmediği anlaşılacağından Kurumun ölçümleme yapma yetkisi doğmuş olur. Burada da, yalnızca işverenin yaptığı işler için ne miktar işçilik gerekeceğinin saptanması, yukarıda belirtilen aracı ve hizmet akdi ile çalışmayanlara ilişkin miktarların inceleme dışı bırakılmaları şarttır. Kurumca yapılan incelemede, bu cihet gözönüne alınmadığından varılan sonucun yasaya aykırı olduğu kuşkusuzdur.
Ne var ki; bu aşamada yapılacak inceleme teknik bilgileri gerektirmektedir. Ayrıca, anılan tüzüğün 36 ncı maddesinde gösterildiği biçimde belgelerin toplanması da şarttır. Başka bir anlatımla, Kurumca ya da dava konusu edildiğinde, mahkemece izlenecek yol, tüm ihale belgelerini getirtmek, işverenin yaptığı işleri bu belgelerde kesinlikle ayırdıktan sonra, bu belgelerde yazılı bilgilerin ışığı b altında ne miktar işçiliğin işverence ödenmesi gerekeceğini saptanmaktan ibarettir. Mahkemece bu konunun inşaat mühendisi, mimar gibi yetkili bilirkişiler aracılığı ile çözümleneceği de kuşkusuzdur.
Öbür yandan inceleme ile bulunacak işçiliğin ölçümleme hesaplamaların esas alınacağı kuralı anılan 40 ncı maddede açık ve seçik biçimde belirtilmiştir. Aynı maddenin son fıkrası bu kuralı bir tavan ile sınırlamıştır. Bu tavan ise işverenin payına düşen istihkak üzerinden, o işe ilişkin işçilik oranının uygulanması ile bulunacak meblağdır.
Mahkemece, inceleme hakkının doğumu saptandıktan sonra, yukarıda açıklanan nitelikte, ölçümleme hesaplarına esas alınacak gerçek işçiliğin teknik bilirkişiler aracılığı ile saptanması, bunun keza yukarıda belirtilen tavanı geçmemesi de gözönünde tutularak, yaptırılacak ölçümleme hesaplaması sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, teknik inceleme yaptırılmadan ve tavan konusundaki açıklığa aykırı biçimde tavan işçiliğin % 70 ının hesaplamaları esas alınması suretiyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye geri verilmesine 22.4.1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.