 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1976/7090
K: 1977/2920
T: 28.02.1977
DAVA : Tapulama sırasında 10 parsel sayılı 1972 metre kare yüz ölçümündeki taşınmazın Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Asliye Mahkemesinde görülmekte olan ve davacılar tarafından davalılar aleyhine açılmış olan tesçil davası tapulama mahkemesine devredilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne, nizalı 10 parsel sayılı 1913 metre kare yüz ölçümündeki taşınmazın davacılar adına tapuya tesçiline karar verilmiş, hüküm davalı hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir:
KARAR : Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tesçil davasında davaya konu edilen taşınmazın güney sınırı deniz kumluğu olarak gösterilmiştir. Yapılan keşifte jeolog bilirkişi taşınmazın deniz sınırında 4 metre genişliğinde bir sahil şeridi bulunduğunu, bu şeridin tapulama dışı bırakılması gerektiğini mütalaa hükme dayanarak yapılmıştır. Oysa bir taşınmazın deniz sınırı deniz dalgılarının, normal meteorolojik koşullar altında uzandığı kumluk, kayalık ve bunun gibi kültür arazisi sayılmayan yerlerle, kültür arazisinin ya da arsa gibi yerlerin birleştiği hat olarak kabul edilmelidir. Bu kural çerçevesinde deniz sınırı gösterilecek deliller ve jeolojik bilgiye sahip bur uzman bilirkişi ile saptanmalıdır. Bilirkişi, düşüncesinin bilimsel dayanakları raporunda açıklanmak gerekir. Gerekçeye dayanmayan bir rapor ya da düşünce, onu denetleme olanağı vermeyeceği için hükmün dayanağı olamaz. Bundan başka 6785 sayılı İmar Kanunun da bazı değişiklikler yapılmasına ilişkin 1605 sayılı Kanunun ek 7. maddesi hükmüne göre deniz, göl gibi genel suların kenarında en az 10 metrelik bir şerit sahil şeridi olarak kabul edilmiş ve bu şerit üzerinde kamuya ait yerlerin özel mülkiyete geçirilmesi yasaklanmıştır. O halde deniz sınırı belli edilirken bu kanunun hükmünün dahi gözönünde bulundurulması ve yukarda açıklanan kurallar çerçevesinde bir araştırma ve incleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsiz, hazinenin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 766 sayılı tapulama kanununun 73. maddesi uyarınca harç alınmasına mahal olmadığına 28.2.1977 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.