 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1976/5654
K:1976/1241
T:28.01.1976
- ÇAY
- NEHİR METRUKATI
- KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI
* ÖZET:Çay, nehir metrukatı mutlak anlamda iktisap edilemiyecek yerlerden değildir. Emek ve para harcamasını gerektirmeden kültür arazisi olarak kullanılabilen yerlerden olduğu saptanır ve yasada öngörülen koşullar da gerçekleşirse kazandırıcı zamanaşımıyla iktisap olunabilir.
(766 s. Tapulama K m. 33/son - k.)
(1617 s. TTRef. Önted. K m. 23)
(766 s. Tapulama K m. 37/1, 37/2)
Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşüldü:
Tapulama sırasında dava konusu taşınmaz mal çay metrukatı olup zilyedlik hükümleri gereğince iktisab olunamıyacağından söz edilerek hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı Tapulama Komisyonunca red edilen davacı hak kazandırıcı zamanaşımına ulaşan zilyetliğe dayanarak süresinde bu davayı açmıştır. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Mahkemece nizalı parselin çay metrukatı olduğundan söz edilerek zilyedlikle iktisab olunamıyacağına işaret olunarak hüküm tesis olunmuştur. Çay, nehir metrukatı mutlak anlamda iktisab edilemeyecek bir yer değildir. Bu itibarla öncesinin para ve emek sarfını gerektirmeden kültür arazisi olarak kullanılabilecek bir yer olup olmadığının araştırılıp tesbit olunması ve bu araştırma sonucunda bu yerin para ve emek sarfını gerektirmeden kültür arazisi olarak kullanılabilir bir yer Olduğunun saptanması halinde ve kanunda öngörülen şartları da gerçekleştiğinde kazandırıcı zamanaşımı nedeni ile iktisab edilebileceğinin düşünülmesi aksi taktirde yanı para ve emek sarfı suretiyle imar ve ihyaya konu olabilecek bir yer olduğunun tesbiti halinde ise; tapulama tesbiti 1617 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Öntedbirler Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılmış olduğu gözönünde tutularak sözü edilen kanunun 23. maddesi ile 766 sayılı Tapulama Kanununun 37. maddesinin son fıkrası yürürlükten kaldırılmış bulunmasına göre koşulları gerçekleştiğinden anılan Tapulama Kanununun 37. maddesinin 1 ve 2. fıkralarının uygulanması suretiyle hüküm tesisi gerekir. Bunun içinde 27.3.1950 tarihinden önce nizalı taşınmazın para ve emek sarfı suretiyle imar ihya edilerek kültür arazisi haline getirilmiş olduğunun saptanması ve bunun temini içinde gereken araştırma inceleme ve soruşturmanın yapılması zorunludur. Mahkemece bu yolda bir araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, mümeyyizin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 766 Sayılı Tapulama Kanununun 74. maddesi uyarınca harç alınmasına mahal olmadığına 28.1.1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.