 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1976/13958
K: 1977/9405
T: 22.09.1977
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu, gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 685 parsel sayılı 6550 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 558 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı yüzölçümü fazlası olarak hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonu tarafından red edilen davacı (N) tapu kaydı ve kazandırıcı zaman aşımı zilyedliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine dava konusu taşınmazın davalı hazine adına tesciline karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı tapu kaydına ve kazandırıcı zaman aşımı zilyedliğine dayanmıştır. Gerçekten tapu kaydının batı sınırı (dağ) olup, ilke olarak genişletilmeye elverişlidir. Ancak, kültür arazisinin düz olarak bittiği yerden itibaren tarıma elverişli olmıyacak biçimde dik bir açıyla dağ sınırı yükseliyor ise böyle bir durumda dağ sınırına değişmez nitelikte sınır olarak bakılabilir. Bunun için mahkemece durumun keşif ve uzman bilirkişi ile saptanması ayrıca yan görünüş krokisi ile yükseliş biçim ve açısının belli edilmesi zorunludur. Mahkemece bu yön gözetilmeden dağ sınırının değişir nitelikte sayılması isabetsizdir. Diğer yandan mahkemece keşif ve uygulama yapılmamıştır. Tapu kaydının tapulama sırasıda bir parsele revizyon görmesi mutlaka o yere ait olduğuna delalet etmez. Mahkemenin keşif ve uygulama yaparak kaydın gerçek kapsamının saptanması zorunludur. Bundan başka davacı kazandırıcı zaman aşımına dayanmıştır. Tapulama tesbiti gününe kadar tapu kaydının oluşturuluş gününden itibaren 20 yıl geçmiş bulunmaktadır. Tapu kaydının batısında dağ sınırı yazılı olduğuna göre o sınırda kayıp kişilerin bulunduğunu kabul etmek mümkün değildir. O halde zilyedlik yönünden de gerekli araştırma yapılması ve Tapulama Kanununun 33. ve 45. maddesindeki koşulların davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği saptanmalı sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesi uyarınca harç alınmasına mahal olmadığına 22.9.1977 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.