 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1976/1173
K: 1976/2291
T: 19.02.1976
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşılarak gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında yüzölçümü 100 dönümü geçmeyen dava konusu 3 parça taşınmaz mal tapu kaydına dayanılarak Ali adına tesbit olunmuştur. Tapulama tesbitinin yapılmasından önce Hasan ve arkadaşları tarafından Ahmet ve arkadaşları aleyhine açılan kayıt iptali davasına ilişkin dosya birlikte tapulama başladığından ve davaya konu olan taşınmaz malların tutanakları düzenlendiğinden bahisle görev yönünden reddedilerek dosyası tapulama mahkemesine tevdi olunmuştur. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm Ramazan mirasçılarından Ahmet ve Cemal tarafından temyiz olunmuştur.
Dava konusu taşınmaz malların davacı tarafın dayandığı iskan kaydı ile davalı tarafın dayandığı iptali istenen tapu kaydının kapsamında kaldığı mahkemece toplanan ve takdir olunan delillerle tesbit edilmiştir. Nizalı yerler davacı tarafa hazinece iskanen tahsis edildiği halde bu tahsise aykırı olarak davacı tarafa tahsis ve temlik edilmişçesine onlar adına tapuya tescil olunmuş ve tapu kaydının ihdas edildiği tarihten tapulama tesbitinin yapıldığı tarihe kadar 10 yıldan fazla süre geçmiş ve bu süre içersinde davalı taraf bu yerler üzerindeki zilyedlik ve tasarrufunu sürdürmüş isede, tarafların miras bırakanları Yunanistan'ın Kuzişan (uştan) adıyla bilinen yerinden Türkiye'ye birlikte göç ederek dava konusu taşınmaz malların bulunduğu Kemerburgaz'ın Köy Altı mevkiinde iskan edilmişler ve kendilerine temlik olunan taşınmaz mallarda ayrı ayrı komşu olarak oturduktan 5 sene sonra davacıların miras bırakanı Bursa'ya nakletmiştir. Bu durumda davalı tarafın nizalı parsellerin davacılara tahsis edildiğini bilmediklerinden ve iyi niyetlerinden söz edilemez. Medeni Kanunun 638. maddesinde haklı bir sebep yok iken tapu sicilinde uhdesine malik sıfatıyla kayıtlı bulunan bir taşınmaz malı fasılasız ve nizasız 10 sene müddetle hüsnüniyetle elinde bulunduran kimsenin o gayrimenkulün üzerindeki hakkına itiraz olunamıyacağı öngörülmüştür. Hüsnüniyetli olmayan kişilerin bu madde hükmünden yararlanması olanağı yoktur. Mahkemece bu yön dikkate alınarak ve iskan kaydına değer verilerek nizalı parsellerin davacı taraf adına tescili cihetine gidilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle ve hükümde yazılı sair gerekçelere göre mümeyyiz davalıların yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile aleyhlerindeki hükmün ONANMASINA ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 74. maddesi uyarınca 30 lira onama ilam harcının temyiz edenlerden alınmasına 19.2.1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.