 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1976/1035
K: 1977/9758
T: 29.09.1977
DAVA : Taraflar arasında görülen ve tapulama tesbitinden doğan davadan dolayı verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle dosyadaki belgeler okundu, iş incelendi gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 883 parsel sayılı 1322 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği, taksim ve satın ve satın almaya dayanılarak davalı Vekil adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonu tarafından reddedilen davacı Necmi tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, parselin tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının satıcısının daha önce nizalı taşınmaz hakkında açmış olduğu tescil davasıyla adına hüküm almış ve fakat bu hükmü tapuda infaz etmeden davalı tarafa taşınmazı satıp zilyetliğini devretmiştir. Taşınmaz tapuda kayıtlı olmadığına göre taraflar arasında yapılan işlemle satışında kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacı satıcının, davalıya 1945 yalında taşınmazı satıp zilyedliğini de devrettikten sonra artık o taşınmaz üzerinde bir hakkı kalmamış ve dolayısıyla tasarrufi işlem yapmak olanağı bulunmamıştır. Satış gününden beri davalı Veli'nin zilyedliğini sürdürdüğü toplanan delillerle saptanmıştır. Davacıya satışta bulunan kişi 1948 yılında tescil ilamını infaz ettirmek suretiyle lehine tapu kaydı oluşturmuş ise de, bu tapu kaydı artık gerçek hak sahibini yansıtmamaktadır. bu nedenle davacının, satıcısının bu tapu kaydına dayanması olanaksızdır. Davacı bu tapu kaydının, satıcısının bu tapu kaydına dayanması olanaksızdır. Davacı bu tapu kaydına dayanarak taşınmazı bölgede tapulama başlamadan önce kayden satın almıştır. Gerçekten MK. nun 931. maddesi hükmü sicile dayanan kişi yararına bulunduğunu, davalı savunmasında ileri sürmüştür. Davacı, satın alan kişinin torunudur. Taşınmaz fiilen davalının elinde bulunmaktadır. O halde davacı kendisinden beklenen ihtihamı en ilkel bir biçimde göstermiş olması halinde taşınmazın davalıya daha nöce satıldığını ve onun tarafından kullanıla geldiğini öğrenmek olanağına sahiptir. Böyle bir özen göstermediğine göre iyiniyet savunmasında bulunamaz. Bu nedenlerle mahkemenin taşınmazın, davalı zilyed adına tescile karar verilmiş olması kanuna uygundur. Bu itibarla yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA 766 sayılı Tapulama Kanununun 74. maddesi uyarına 10 lira onama ilam harcının temyiz edenden alınmasına 29.9.1977 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.