 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
E: 1976/1315
K: 1976/3165
T: 16.03.1976
- KATİLEŞEN KAMULAŞTIRMALARDA İDARE ADINA TESCİL (TAPULU TAŞINMAZ MAL HAKKINDA)
ÖZET: Kamulaştırılan taşınmaz mal için biçilen değere karşı yasal süre içinde itiraz edilmemişse kamulaştırma bedeli kesinleşmiş olur.
İdarenin ikinci kamulaştırma kararı nedeniyle fuzulen ödediği paranın geri alınması (istirdadı) için açtığı dava, tescil isteğinin kabulüne engel değildir.
(6830 s. İstimlak K m. 17)
Dava konusu taşınmaz mal, 28.8.1963 tarihinde davacı, idarece, o tarihteki tapu kaydında yazılı yüzölçümüne göre 9190 metrekare olarak tamamı kamulaştırılmış ve bu bedel de mal sahiplerine hisseleri nisbetinde ödenmiştir. Bilahare bu yerde tapulama tesbiti yapılması üzerine taşınmazın gerçek yüzölçümünün 65.200 metrekare olduğu anlaşıldığından paydaşlardan birisi tarafından 6830 sayılı kanunun 14. maddesi hükmüne dayanılarak yanlış yüzölçümünden dolayı maddi hata davası açılmış ve davacının payına düşen miktara göre eksik ödenen bedele hükmolunmuştur. Diğer paydaşlar ise kanuni süre içinde böyle bir dava dahi açmamışlardır. Şu hale göre; İdarece yeniden bir kamulaştırma kararı alınmasına lüzum bulunmadığı halde 56.010 metrekarelik kısmın kamulaştırılması için ikinci defa kamulaştırma kararı verilmiş ve buna ait bedelde paydaşlara ödenmiştir.
Sözü geçen İstimlak Kanununun 17. maddesinde açıkça belirtildiği üzere kamulaştırılan taşınmaz mala takdir edilen değere karşı kanuni müddet içinde itiraz edilmediği ve böylece bedelin kesinleşmiş Olduğu hallerde idarenin taşınmaz malın kendi adına tescilini talep hakkı doğar.
Yukarıda açıklandığı üzere; Kıymet Takdiri Komisyonunca biçilen değere ne mal sahibi ve ne de idare tarafından bir itirazda bulunulmamış ve bu yolda bir davada açılmamış böylece kamulaştırma bedeli kesinleşmiş olmasına, öteyandan; idarenin ikinci kamulaştırma kararı dolayısiyle fuzulen ödemiş olduğu paranın istirdadı için açtığı davanın da tescil talebinin kabulüne engel teşkil edemiyeceğine göre, mahkemece bu cihetler düşünülmeden tescil talebinin reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan sebepten dolayı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) 16.3.1976 gününde Oybirliğiyle karar verildi.