 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1976/8231
K: 1976/7867
T: 22.09.1976
DAVA : Davacılara avukatı; Orman muhafaza memuru olan müvekkillerinin miras bırakanı (Z.E.)nin orman yangını sırasında vazife başında öldüğünü ileri sürerek 145.000 lira maddi ve manevi tazminatın alınmasını istemiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; Ölüm olayı belgelerle sabit olduğundan takdir edilen 25.000 lira manevi tazminatın faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacılara verilmesine ve maddi tazminat isteğinin reddine karar verildiğine ilişkindir.
Temyiz eden: Taraflar avukatları.
Temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Bir haksız eylem sonunda doğan zarardan adam çalıştıranın sorumlu tutulması esası Borçlar Yasasının 55. maddesindeki kusursuz sorumluluk esaslarına göre çözümlenmek gerekir. Olaya ayrıca Esas 1966/7, Karar 1967/7 sayılı ve 22.6.1966 günlü İçtihadı Birleştirme Kararının esasları da gözetilecektir. Yasa kuralına ve İçtihadı Birleştirme hükümlerinin uygulanmasında objektif sorumluluk sistemi esas tutulacağına göre ölenin kusurluluk durumu araştırılır. Şayet ölen kusursuz, çalıştırılan kişi de kusursuz ise bu takdirde gerekli tazminatın ödetilmesi yoluna gidilir. Ancak olayda zarar görenin de kusuru varsa adam çalıştıranın yükümlü tutulacağı sorumluktan zarar görenin kusur derecesine düşen bölümü şayet ölen veya zarar gören tam kusurlu ise zarar tutarı tamamen indirilir. Uygulamanın bu doğrultuda olması gerekir. Orman yangınında söndürme işiyle görevlendirilen miras bırakan bakım memurunun ormanın dik ve altı uçurum olan bir yerinde durduğu ve bu sırada yukardan dağdan yuvarlanan bir kaya parçasının başına çarparak onu 200 metre derinliğindeki uçuruma düşürdüğü ve ölümün başa çarpan kayadan ileri gelen bir beyin kanaması veya uçuruma düşerken meydana gelen bir çarpmadan aynı nedenle ölümün gerçekleştiği belirmiştir. Ölümün bu iki olanaktan hangisiyle gerçekleştiği saptanamamaktadır. Bozmadan evvel yapılan bilirkişi incelemesinde teknik üniversite öğretim görevlilerinden kurulan bilirkişiler ölenin % 100 kusurlu olduğunu açıklamışlar. Oysa ondan önce yerinde yapılan keşifte dinlenen bilirkişiler ölenin ve öteki adamların yarı yarıya kusurlu olduklarını açıklamış idi. Böylece her iki rapor esasında birbirini tutmazlık ortadadır. Hükmüne uyulan bozma kararında sonradan bu eksikliğin giderilmesi hemde orman yangınlarının özelliği yönünden olayın teknik üniversite de, değil, orman yangınlarından da anlıyabilecek uzmanlığı olan bilirkişi bilgisine başvurulması zorunluluğunu açıklamıştır. Bozmaya uyulup yeniden yaptırılan incelemede orman fakültesi profesörlerinden kurulu bilirkişiler ölenin tam kusurlu olduğunu olayları açıklıyarak bildirmişlerdir. O halde az yukarıda özetlenen olaylara göre bilirkişilerin birbirini doğrulayan düşüncelerine göre ölümün meydana gelmesinde ölen tam kusurludur. Bu durumda Borçlar Yasasının 55. maddesi hükmü ile İçtihadı Birleştirme kararı hükmünce mahkeme ölüm olayı yüzünden adam çalıştıran orman idaresini ne maddi nede manevi tazminat ödemekle yükümlü tutamaz. Çünkü ölen tam kusurludur. Ve manevi tazminat hükmünü kapsayan son karar bu nedenle davalının isteği uyarınca bu istek red edilmek üzere bozulmalıdır.
2 - Yukarıdaki bentte yapılan açıklamalara göre maddi zarara hükmedilemiyeceğinden davacı mirasçıların buna hükmedilmemesini amaç tutan itirazları yersiz olup red edilmelidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1. bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA 2. bentte gösterilen nedenle davacının temyiz itirazının REDDİNE ve davacıların peşin harcının istek halinde geri verilmesine 22.9.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.