 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1976/7724
K: 1976/8390
T: 07.10.1976
DAVA : Davacı avukatı; müvekkili bankada memur olan davalının staj için Almanya'ya gönderildiğini, fakat sonradan sözleşmeye aykırı davranıp mecburi hizmetini ifadan kaçındığını ileri sürerek 53.611 lira 1 kuruş tazminatın alınmasını istemiştir.
Yapılan yargılama sonunda; davalının sözleşmeye aykırı davrandığı, sözleşme ve bilirkişi raporu ile sabit olduğundan 47.611 lira 1 kuruş tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiğine ilişkindir.
Temyiz eden: Davalı avukatı.
Dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - ...........
2 - Davacı alacağı için direnme gününden faiz istemiştir. Faizin sınırı yasada bellidir. Bu miktar davacının alacağının gecikilerek ödenmesinden doğan bir zararın yasal ölçülerle kabul edilmiş tutarıdır. Ayrıca temerrüt nedeni ile fazla zarar doğmuş ise Borçlar Yasasının 105. maddesinin son fıkrasının hümünce fazla zarar istenebilir. Ancak bunun hem istenmesi hem de zararının isbatlanması gereklidir. Davacı banka yaptığı ödünç işlemlerinde faizin yasal sınırları içinde kendisine verilmesini, fakat bu konuda kendisine yükleticelek vergi vs. giderlerinin de ödünç alandan alınmasını sözleşmektedir. Olayda alacak ve faiz hakkında yapılan sözleşmede faize ilişkin bankaya verilecek paranın giderleri konusunda bu yolda ve her ödünç sözleşmesinde taraflar arasında sözleşildiği gibi bir koşul yoktur. direnme faizi tutarı yasaca farazi zarar olarak sınırlandırılmış, tutarı belli edilmiştir. Her iş yapan gibi bankada kazancının yasa tarfından beliren bölümüne düşen vergi ve benzeri giderleri ödeyecektir. Aksinin kabulü bankanın net faizi alacağının tamamının kendisine bırakılması vergisinin müşteri tarafından ödenmesi zorunluğunu ortaya koyar ki, bu ekonomik hayatın icapları ile bağdaşamıyacağı gibi yorum yolu ile varılan ve ileri sürülen yanlış kazanç anlamasının değeri olur. Oysa yanlış gelenekler ve uygulamalar gerekli kanuni uygulamanın emsali ve uyulması gerekli kuralı sayılamazlar. Nitekim bankaların yaptıkları ikraz muamelelerinde yasa gereği kendilerine düşen vergi giderleri diğer tarafa tahvil için akit şartları içine derç ettirmelerine lüzum görmeleri de anılan giderlerden evleviyetle bankaların sorumlu bulunduklarının kabul edildiğini ifade etmektedir. Bu nedenlerle temerrüt faizinin gerekli vergilerinin borçluya yükletilmesi hem yanlış geleneğe, hem de yasanın dayanılmayan hükmünün uygulanmasını gerektirmesi itibariyle bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1. bendde gösterilen nedenle BOZULMASINA öteki temyiz itirazlarının reddine ve davalı yararına takdir edilen 1.000 lira duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, peşin harcın istek halinde davalıya geri verilmesine 7.10.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.