 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1976/6958
K: 1976/10448
T: 30.11.1976
DAVA : Davacılar avukatı: müvekkillerinin oğlu (V) nin davalılardan PTT İdaresine ait triportörün çarpması sonucu yaralandığını ileri sürerek 10077 lira maddi ve 40000 lira manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan alınmasını istemiştir.
Yapılan yargılama sonunda; olayda davalı araç sürücüsünün 2/8 oranında kusurlu bulunduğu ceza dosyası ile sabit olduğundan bilirkişi raporu ile tesbit edilen 1920 lira 52 kuruş maddi ve takdir edilen 25000 lira manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan ortaklaşa ve muteselsilen alınarak davacılara ödenmesine karar verildiğine ilişkindir.
Temyiz eden: Davalılardan (C) avukatı.
Temyiz eden: Davalı PTT avukatı.
Temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - ..............
2 - Davacı (K) ve (H) diğer davacı küçük (V) nin ana ve babasıdırlar ve çocuklarının uğradığı cismani zarar nedeniyle davalılardan manevi tazminat istemişler ve mahkemece de manevi tazminata hükmedilmiştir.
Manevi tazminat isteme hakkı, BK.nun 47. maddesine göre cismani zarara düçar olan kimseye ya da ölüm halinde ölünün ailesine düşer. Çünkü bu hak, kişiye sıkı surette bağlı haklardandır. Yakın olmak, beden zararına uğrayanın ailesinden bulunmak, bir kimseye bu yolda bir hak sağlamaz. Çünkü haksız eylem çocuğa karşı işlenmiştir ve baba bu haksız eyleme göre üçüncü kişi durumundadır. Bu tür olaylarda genellikle babanın ve ananın az ya da çok bir üzüntü ve acı duyacağı kuşkusuzdur. Ancak, mücerret böyle bir eylem ve ızdırap için baba ve anaya manevi tazminat hükmedilmesine tazminat hukuku kuralları engeldir. Çünkü, beden bütünlüğü ihlal edilenin yakınlarının manevi tazminat dileklerinin benimsenebilmesi için yaralama olayı nedeniyle gerçekten kişisel yararları, hakları doğrudan doğruya ağır biçimde haleldar olmasına, bu yüzden büyük üzüntüye uğramış olmalarına bağlıdır. Diğer bir deyimle, çocuğa karşı işlenmiş olan haksız eylem, aynı zamanda cismani tamamiyeti ihlal edilen kişinin yakınlarının da doğrudan doğruya zarara uğramalarına neden olmuşsa o takdirde yakınların da manevi tazminat istemeleri mümkündür. Çünkü, bu takdirde eylemle uygun neden sonuç bağı var demektir. Örneğin bir çocuğun beden bütünlüğünün ihlali sonucu, bu olayın etkisiyle ana ya da baba veya kardeşleri vs. asabi bir buhran bir ruhi sarsıntı geçirir, bu yüzden hastalanır ve böylece ruh tamlığını geçici yada devamlı olarak kaybederse ve bu yön rapor ve sair delillerle kanıtlanırsa bu kişinin de manevi zarar isteme hakkı vardır. Çünkü, BK.nun 46. maddesindeki cismani zarar kavramına ruhi tamamiyetin ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği genellikle kabul edilmektedir. (H. Tandoğan - 3. Şahsın Zararının tazmini - Ankara - 1963 - sayfa 6 vd.)
Ancak davacı baba ve ana böyle bir iddia ileri sürmediği gibi böyle bir yön sabit olmuş ta değildir. O halde, mahkemenin olayda baba yararına manevi tazminata hükmetmiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 2. bendde gösterilen nedenle BOZULMASINA, 1. bendde gösterilen nedenle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine ve davalılardan (C) yararına takdir edilen 1000 lira duruşma avukatlık parasının davacılara yükletilmesine davalıların peşin harçlarının istek halinde geri verilmesine 30.11.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.