 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1976/5877
K: 1977/6987
T: 16.06.1977
DAVA : Taraflar arasındaki yaralamadan doğan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 73349 lira 20 kuruşun faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - ................
2 - Davacılardan Hasan diğer davacı küçük Nuri'nin babasıdır ve çocuğunu gözünün davalının oğlu tarafından kör edildiğinden bahisle MK.nun 320. maddesine dayanarak manevi tazminat istemiş ve mahkemecede baba yararına da manevi tazminata hükmedilmiştir.
Manevi tazminatı isteme hakkı BK.nun 47. maddesi hükmüne göre (Cismani zarara duçar olan kimseye ya da ölüm halinde ölünün ailesine) düşer. Çünkü bu hak kişiye sıkı surette bağlı haklardandır. Yakın olmak, zarara uğrayanın ailesinden bulunmak bir kimseye bu yolda bir hak sağlamaz. Çünkü haksız eylem çocuğa karşı işlenmiştir ve baba bu haksız eyleme göre üçüncü kişi durumundadır. Bu tür olaylarda genellikle aile fertlerinin az ya da çok üzüntü ve acı duyacağı kuşkusuzdur. Ancak, sadece böyle bir elem ve ızdırap için babaya manevi tazminat hükmedilmesine tazminat hukuku kuralları engeldir. Çünkü beden bütünlüğü ihlal edilenin yakınlarını manevi tazminat dileklerinin benimsenmesi için yaralama olayı nedeniyle gerçekten kişisel yararları hakları doğrudan doğruya ağır biçimde haleldar olmasına, bu yüzden üzüntüye uğramış olmalarına bağlıdır. Diğer bir değimle çocuğa karşı işlenmiş olan haksız eylem aynı zamanda cismani tamamiyeti ihlal edilen kişinin yakınlarının da doğrudan doğruya zarara uğramalarına neden olmuşsa, o takdirde yakınların da manevi tazminat istemeleri mümkündür. Çünkü, bu takdirde eylemle uygun neden sonuç bağı var demektir. Örneğin bir çocuğun beden bütünlüğünün ihlali sonucu, bu olayın etkisiyle ana ya da baba veya kardeşleri vs. asabi bir buhran, bir ruhi sarsıntı geçirir, bu yüzden hastalanır ve böylece ruh tamlığını geçici ya da devamlı olarak kaybederse bu kişinin de manevi zarar isteme hakkı vardır. Çünkü, BK.nun 46. maddesindeki cismani zarar kavramına ruhi tamamiyetin ihlali sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği genellikle kabul edilmektedir. (H. Tandoğan üçüncü şahsın zararının tazmini Ankara - 1963 Sayfa 6 vd.)
Ancak davacı baba böyle bir iddia ileri sürmediği gibi böyle bir yön sabit olmuşta değildir. O halde, mahkemenin olayda baba yararına manevi tazminata hükmetmiş olması ve ayrıca da karar yerinde babaya ne miktar manevi tazminata hükmettiğini belirtmemiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın ikinci bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA ve davalının sair temyiz itirazlarının birinci bentte gösterilen nedenle reddine ve davalı yararına takdir edilen 1000 lira duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, peşin harcın istek halinde geri verilmesine 16.6.1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.